Çocuklarının Rızkını ‘doğadan’ Çıkardı

Şırnak’ta eşinin vefatının ardından doğadan topladığı meyve ve bitkilerin satışından elde ettiği gelirle çocuklarını büyüten 67 yaşındaki Meryem Erkan, fedakarlığıyla örnek oluyor.

Şırnak’ta eşini kaybeden 67 yaşındaki Meryem Erkanın çocuklarını büyütmek için yaptığı fedakarlık takdir topluyor.

Merkez Balveren beldesine bağlı Aydınlar Mahallesi’nde heyelan riski taşıyan bölgedeki iki odalı derme çatma evde oturan 11 çocuk annesi Meryem Erkan, 13 yıl önce eşinin ölümünün ardından yaşadığı geçim sıkıntısını aşmak için doğadan meyve ve bitki toplamaya başladı.

Haftanın altı günü tek başına dağ bayır demeden yaklaşık 20 kilometre yürüyerek topladığı, aralarında ardıç, bıttım, kenger ve uçkunların da yer aldığı ürünleri şehir merkezinde satan Erkan, bu şekilde çocuklarına hem annelik hem de babalık yaptı. Çok zor şartlarda kazandığı az miktarda gelirle evini geçindiren Erkan, bu sayede 7 çocuğunu da evlendirdi.

“ÇOCUKLARIMI OKUTAMADIM”

Erkan, annesinin kendisini dünyaya getirirken yaşamını yitirdiğini, ardından babasının ikinci evlilik yaptığını söyledi. Çocukluğunda üvey annesinden sürekli şiddet gördüğünü aktaran Erkan, yaşamının hep sıkıntılı geçtiğini dile getirdi.

Vefatından önce eşinin dağda topladığı odunların satışından elde ettiği gelirle kıt kanat geçindiklerini belirten Erkan, 13 yıl önce hastalanan eşini kaybettikten sonra geçim sıkıntısı yaşadıklarını anlattı.

Mesleği olmadığı için doğadan mevsimine göre bitki ve meyve toplamaya başladığını söyleyen Erkan, bunun için günde 20 kilometre yürümek zorunda kaldığını vurguladı.

Büyük zorluklar yaşadığını ancak çocukları için hepsine göğüs gerdiğini belirten Erkan, “Fakirlikten çocuklarımı okutamadım. Eşim ölmeden önce 3 çocuğumuzu evlendirmiştik, 7 çocuğumu da ben evlendirdim. Evlenmeyen tek kızımla yaşıyorum.” dedi.

“KIŞIN EVDE UYUMUYOR”

Anne Erkan, evinin heyelan bölgesinde yer aldığını aktararak, “Bu iki odalı evde 30 yıldır yaşıyorum. İki kez heyelan oldu, evim zarar gördü. Kışın evde kalmaya korkuyorum. Kışın genellikle kızımla komşuların evinde uyuyoruz. Kışın çalışamadığım için dul maaşıyla zor şartlarda yaşıyoruz.” diye konuştu.

Annesini yalnız bırakmamak için evlenmediğini belirten 30 yaşındaki Fatma Erkan da annesinin kendileri için büyük cefa çektiğini söyledi.

Çocuklarını büyütmek için annesinin dağ bayır demeden dolaştığını anlatan Erkan, “Annem kendini çocuklarına adadı. Topladığı bitkilerin satışından elde ettiği parayla bize baktı, 7 çocuğunu evlendirdi. Ancak evlenen çocukları onu yalnız bıraktılar. Onun yanında sadece ben kaldım. O nedenle evlenmedim.” şeklinde konuştu.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.