Çocukların Kemikleri Sayılır Halde

Türk Kızılayı Genel Müdürü Altan, "(Doğu Guta) Şu an en çok gıda ve temel besin maddelerine ihtiyaç duyuluyor. İnsanların kemikleri artık sayılır hale gelmiş, ciddi bir sıkıntı var." dedi.

Türk Kızılayı Genel Müdürü İbrahim Altan, Suriye'de rejimin ablukasındaki Doğu Guta'da, en çok gıda ve temel besin maddelerine ihtiyaç duyulduğunu belirterek, "İnsanların kemikleri artık sayılır hale gelmiş, ciddi bir sıkıntı var." dedi.

Altan, Suriye'de Fırat Kalkanı Harekatı ve İdlip bölgelerinde Türk Kızılayının yardım faaliyetlerinin sürekli devam ettiğini söyledi.

Bu bölgelerde oluşturulan 12 yetimhanedeki 12 bin çocuğun giyim ve gıda ihtiyaçlarını karşıladıklarını aktaran Altan, bölgede çalışan sağlık personelinin ücretlerinin kurum tarafından ödendiğini, bunun da ciddi bir rakama tekabül ettiğini anlattı.

SESSİZCE ÖLÜMÜ BEKLİYORLAR

https://www.youtube.com/watch?time_continue=2&v=8QZysMuJcOU

Altan, yaklaşık bir hafta önce partner bir kuruluş vasıtasıyla Guta'ya da yardım ulaştırdıklarını dile getirerek, şunları kaydetti:

"Doğu Guta'da yardım dağıtımlarımız oldu. Oranın durumu çok kötü, muhasara altında. Oraya yardımlarımızı artırmak için gayret sarf ediyoruz. İmkanlar çok kötü. Guta kuşatma altında. Halkımız televizyonlarda mutlaka görüyordur. Tırnak içinde söylüyorum, insanlar o zayıf Afrikalıların durumuna gitmeye başladı. Orada ciddi bir insanlık dramı var. Dramı, ızdırabı hafifletmek için biz kaynaklarımız çerçevesinde müdahale etmeye çalışıyoruz."

BUGÜN ÇOCUKLARA BİR ŞEY YEDİREMEDİK

Guta'ya yardım ulaştırmakta zorluk çektiklerini vurgulayan Altan, bölgede yaşanan sıkıntılara dikkati çekti.

Altan, bölgeye insani yardım oluşturmak için bir yol açılması gerektiğini belirterek, şöyle konuştu:

"Yol açılsa daha çok yardım ulaştırmak isteriz. İmkan olsa bizzat Türkiye'den yardımları götürmek isteriz. Daha fazla yardımla insanların ızdırabını dindirmek isteriz ama maalesef bu imkan yok. Şu anda bizim oraya ulaşma şansımız yok, rejimin muhasarası altında. Partnerler vasıtasıyla ulaşıyoruz. Şu an en çok gıda ve temel besin maddelerine ihtiyaç duyuluyor. İnsanların kemikleri artık sayılır hale gelmiş, ciddi bir sıkıntı var."

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.