Çocuklarda Diyabet Nedenleri, Belirtileri ve Tedavisi

Çocuklarda diyabet teşhisinde ailenin dikkati önemlidir. Peki çocuklarda diyabet nasıl olur? 

Uludağ Üniversitesi (UÜ) Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Çocuk Endokrinoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Erdal Eren, çocuklarda diyabet belirtilerinin çok açık olduğunu belirterek, “Çok su içme, sık sık tuvalete çıkma, kilo kaybı, çok yemesine rağmen kilo alamama hatta gece altını ıslatmayan çocukların altlarını ıslatmaya başlaması gibi şeyler diyabetin belirtileri olabilir.” dedi.

Eren, diyabetin insülin eksikliği veya iş görememesi sonucu ortaya çıkan bir hastalık olduğunu söyledi.

Diyabetin, yetişkinlere göre çocuklarda daha az görüldüğüne dikkati çeken Eren, “Çocukluk çağındaki diyabette sorun insülin eksikliği yani vücutta insülin bir şekilde eksiliyor ve çeşitli belirtiler ortaya çıkıyor. Tüm diyabetlerin yüzde 90'ı tipik diyabet. Tip1 insülin eksikliği, Tip2 insülin etkisizliği. İnsülin var ama etkilemiyor. Çocuklardaki diyabetin yüzde 90'ı Tip1 diyabet yani insülinin eksik olması. Bu nedenle diyabetli çocuklara insülin tedavisi veriyoruz.” diye konuştu.

“DİKKATLİ ANNE BABALAR TEŞHİSİNİ KENDİLERİ KOYABİLİYOR”

Eren, çocuklardaki diyabet belirtilerine de değinerek, şöyle devam etti:

“Çocuklarda diyabet teşhisi aslında zor değil. Erişkinlerde diyabet uzun süre sinsi şekilde seyredebiliyor fakat çocuklarda insülin eksik olduğu için belirtiler çok açıktır. Mesela çok su içme, sık sık tuvalete çıkma, kilo kaybı, çok yemesine rağmen kilo alamama hatta gece altını ıslatmayan çocukların altlarını ıslatmaya başlaması gibi şeyler diyabetin belirtileri olabilir. Bazı dikkatli anne babalar diyabet teşhisini kendileri dahi koyabiliyor.”

Türkiye'de yaklaşık 20 bin çocuğun diyabet hastası olduğunu belirten Eren, şunları kaydetti:

“Tip1 diyabetinin belli bir nedeni yok aslında. Nedeni bilinmeyen hastalıklar içerisinde. Dünyada giderek artıyor. Bunu biliyoruz ama nedeni hala belli değil. Bir şekilde insülin yapan hücreler kendi kendine azalıyor, kayboluyor ve kalıcı insülin eksikliği meydana geliyor. Çevresel ve genetik nedenlerden dolayı diyabet olunduğu söyleniyor. Kesin bir nedeni yok. Çocuğu diyabet olan bir aileye önerimiz, bu işi çok iyi bir şekilde öğrenmesi. Diyabet konusunda biz ne biliyorsak ailelere aktarıyoruz. Diyabette önleme yok bunu anladık. Bu nedenle insülin tedavisinin kabul edilmesi ve bununla nasıl yaşandığını öğrenmesi için eğitim veriyoruz.”

Eren, diyabet hastalarına spor yapmalarını önerdiklerini vurgulayarak, spor sayesinde hastaların kan şekeri değerlerinin daha iyi seviyelere geldiğini sözlerine ekledi.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.