Çin'den Kaçan Uygur Türkleri Türkiye'de Sıkıntı Çekiyor

Çin'in Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nden gelen Uygur Türkleri, İstanbul'da belediyelerin ve sivil toplum kuruluşlarının yardımlarıyla hayatta kalmaya çalışıyorlar. Sefaköy'de 100 metrekarelik bir dairede yaşayan 83 Uygur'un durumu yürek burkuyor.

HAYAT MÜCADELESİNİN YANISIRA KUR'ÂN DERSİ ALIYORLAR

Küçükçekmece Sefaköy Mahallesi'ndeki 100 metrekarelik bir dairede yaşayan 83 Uygur, yaşam mücadelelerinin yanı sıra Kur'an-ı Kerim ve Türkçe dersleri aldıkları ifade edildi.

indir (1)

ÇİN'DEN KAÇAN UYGURLARIN SAYISI ARTACAK

Rehberlik ve tercümanlık yaparak yaşamını sürdüren Kaşgar doğumlu Erkin Ezizi, yaptığı açıklamada, Çin'deki uygulamalardan kaçan Uygurların sayısının ileride daha da artabileceğini söyledi.

Ezizi, İstanbul'da kalan Uygurların temel ihtiyaçlarının imece usulü ile karşılandığını dile getirdi.

SECCADE, TAKKE, TESBİH, TERÖR UNSURU KAPSAMINA ALINDI

Çin'deki Uygurlar'a karşı uygulamaların en üst seviyede sürdüğünü ifade eden Ezizi, 1 Ocak 2015 itibariyle, bölgedeki insanların ibadetlerinin suç kapsamına alındığını ifade ederek, "Seccade, takke, tesbih, sakal, başörtüsü gibi İslami semboller de terör unsuru kapsamına alındı.

indir (2)

DOĞU TÜRKİSTAN AÇIK HAVA HAPİSHANESİNE DÖNDÜ

Bu, dünyada emsali görülmemiş bir zulüm. Namaz, oruç, dini eğitimin tamamı, terör kapsamında ele alınıyor ve maalesef bugün Doğu Türkistan, adeta açık hava hapishanesine dönüştürülmüş durumda" diye konuştu.

Ezizi, bölgede 1985'ten bu yana geçerli olan uygulamayla şehirde yaşayanlara bir çocuk, kırsalda yaşayanlara iki çocuk sahibi olma kotası konulduğunu, 18 yaşından küçükler, işçi ve memurlar, kadınlar ve öğrencilere ise camiye giriş yasağı getirildiğine vurgu yaptı.

Bölgedeki insanların göç etmeye başladığını anlatan Ezizi, "Son 1 yılda binlercesinin kendi vatanlarında, topraklarında yaşama hakkı bulamadıkları için ölümü göze alarak ülkeden ayrıldıklarına" işaret etti.

İSTANBULA ULAŞTIĞIMIZ İÇİN ÇOK MUTLUYUZ

Göçün devam ettiğine dikkati çeken Ezizi, "1,5 milyon Suriyeli, Iraklı komşu kardeşlerimize kucak açan Türkiye Cumhuriyeti, 2 bin kadar Doğu Türkistanlı kardeşine elbette sahip çıkacaktır.

ŞU ANDA BİZİM İÇİN MAKARNA BİLE LÜKS YEMEK DURUMUNDA

İstanbul'da ise bu olayın acısını duyan bazı belediyeler ve STK'lar elinden geleni yapıyor. Ama zaruri ihtiyaçlarını zar zor karşılayabiliyorlar. Buna da şükür ama kışın, başta giyecek olmak üzere yiyecek olarak da pirinç, un, yağ gibi temel gıdalara kardeşlerimizin ihtiyaçları var. Makarna bile şu an bu kardeşlerimiz için lüks sınıfta bir yemek durumunda" diye konuştu.

ÇİN YÖNETİMİ TÜRKİYE'YE GELENLERİN AİLELERİNE BASKI YAPIYOR

"Çin yönetiminin Türkiye'ye gelenlerin ailelerine, baskı yaptığını" dile getiren Ezizi, "Buraya gelenlerin görüntülenmeleri halinde tanınarak Çin'de kalan yakınlarına zulüm uygulamasından korktuklarını" söyleyerek yapılan zulümü ifade etti.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

  • Selamunaleykum. Müslümanların Güvenerek itibar ettiği Aziz Mahmut Hüdai Vakfı'mıza dualar ve selamlar olsun.Allah sizlerden razı olsun. Tayland'daki Müslüman UYgur Türkü Kardeşlerimizin dramı ile ilgili AA.mehreçli haberiniz için teşekkür ederim.Ancak,AA.(Devlet Ajansı olduğu için resmi ismi Şincang olarak kullanabilir.)nın verdiği haberi Çince adlanddırmalarla sincan vs.kelimeleri kullanıyorsunuz.Bu da Türkiye'de yaşayan bizleri üzüyor ve büyük iztirap veriyor.Doğu Türkistan Türk= Müslüman,Doğu Türkistan= Müslüman Türklerin yaşadığı Türkistan'ın Doğusu manasına geldiği için Kardeşlerimiz Teröristlikle suçlanıyor ve Çin'in envayi çeşit İşkencelerine tabu tutularak öldürülüyor yanı şehit ediliyor.Bu nedenle bu isim konusuna daha duyarlı olmanızı istihram eder,dua ve sağlık dileklerimle saygılarımı sunarım. Uyghurnet.org haber sitesinden Doğu Türkistan ile ilgili güncel haber ve konulara ulaşabilirsiniz.

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.