Cennette Nimetleri Artıran Ameller

Cennete nimetleri arttıran ameller nelerdir? Kul kıyamet günü ve cennete Allah'ın lütuf ve ikramlarına mazhar olmak için dünyada neler yapmalıdır? Dr. Murat Kaya anlatıyor...

Amellerin temsili örneklerinden de anlaşıldığına göre, artık bütün cezâ ve mükâfatlar sizin elinizdedir. Eğer siz Cennette ağaçlarınızın fazla olmasını istersiniz;

"Sübhânallâhi velhamdü lillâhi ve lâ ilâhe illâllâhü vallâhü ekber."

"(Allah bütün noksan sıfatlardan münezzehtir, bütün hamdler ona mahsustur. Allah"tan başka ilah yoktur. Allah en büyüktür)"

kelimesini çokça söyleyiniz, Kıyamet günü gölgede olmak istiyorsanız, Bakara ve Âl-i İmrân sûrelerini okuyunuz;

  • Çünkü onlar kıyâmet günü gölgelik şeklinde olacaklardır. Size cennet çeşmeleri verilmesini arzu ederseniz, hayır hasenât yaparak (elinizi açık tutmaya) devam ediniz.
  • Cennette çok elbiselere sâhib Olmak isterseniz takvâya ve dine sımsıkı yapışınız.
  • Cennette süt çeşmelerine kavuşmak, yahut havz-ı kevserden kana kana İçmek isterseniz, dîn  ilmini iyice tahsil ediniz.
  • Sırat köprüsünden göz açıp kapayıncaya kadar geçmek isterseniz, şeriât (İslâm) dan hiç şaşmayınız, üzerinde dosdoğru kalınız.
  • Sırat köprü günde nûr isterseniz, namaza çok dikkat ediniz.
  • Cennette  köşklerinizin çokça almaşım isterseniz İhlâs süresini bolca okunmaya devam ediniz.

Böylece hangi nimeti isterseniz onun sebeblerine yapışınız. Zirâ bu sebebler, nimetler şekline girerek size arzolunacaklardır,

Sözünden dönmeyen ve İyilik yapanların mükâfâtım zayi'etmeyen Allah (C.C.) ı bütün eksikliklerden tenzih ederiz.

 

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.