'cennete Davet' Ayı Yaklaşıyor

Cennete davet ayı olan Ramazan yaklaşıyor.

CENNET DÂVETİ

Rabbimiz, kullarının günahlarını affetmek için pek çok vesîleler yaratır. Bunlardan bir tanesi de zamanlar içinde bereket, mağfiret ve rahmet dolu özel anlardır. İşte biz, günahlarımızı affettirecek, insanlarla olan hukukumuzu güzelleştirecek, kul haklarımızı helâlleşmeye yönlendirecek böyle bir iklîme girdik.

RAMAZAN ÜMMETİMİN AYIDIR

Receb ayının peşinden gelen Şaban ayı, Peygamber Efendimizin bolca oruç tutarak Ramazan’a hazırlık yaptığı bir aydır.

Rasûl-i Ekrem -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz bu ayın fazileti hakkında: “Receb Allah Te­âlâ’nın ayı, Şaban benim ayım, Ramazan ümmetimin ayıdır.” buyurmuştur.

Ashâb-ı Kirâm da Şaban ayının hilâlini görünce, kendilerini Kur’ân okumaya verirlerdi. Bu yüzden Şaban ayında yapılacak en güzel amellerden bir tanesi de mânâsı üzerinde düşünerek yavaş yavaş Kur’ân-ı Kerim okumaktır.

BERAT KANDİLİ’NİN ÖNEMİ

Bu ayın ortasında, yani on beşinci gecesinde “Berat Kandili” vardır. Berat gecesi, Kur’ân-ı Kerîm’de pek çok fazileti zikredilen, bir yıllık defterlerin dünya semasına indirildiği mübârek bir gecedir. Bu gecede, gelecek senenin aynı gününe kadar doğacaklar, ölecekler vb. bilgiler dünya semâsına indirilip ilgili meleklere tevdî edilir. Bu geceyi ibadet, zikir, tefekkür ve tevbe ile uyanık geçirmeye gayret etmelidir.

GÜNAHLARIN SİLİNDİĞİ AY

Bu ay, hayır ve bereket kapılarının açıldığı, günahların silindiği bir aydır. Böyle bereket yağmurları ile dolu bir ayı, kabımızı doldurmadan tüketmek çok acıdır.

Her akıllı mümin için bu ayı gafletle geçirmek doğru olmaz. Bilakis günahlardan tevbe ederek, temizlenmek sûretiyle Ramazan ayına hazırlanmalıdır. Allah Teâlâ’ya Şaban ayında daha fazla yalvarıp yakarmalı ve (şefaat sahibi), bu ayın sahibi ile tevessülde bulunarak, Allâh’a duâ etmeli, tâ ki kalbinin bozuk hâli düzele!.. Sırrın hastalığını tedâvi etmeli, tevbe ve ibâdetlerini yarına bırakmamalı, te’hîr etmemeli… Çünkü günler üçtür:

  1. a) Dünkü gündür; geçip gitmiştir.
  2. b) Bugünkü gündür; hâlen işlemektedir.
  3. c) Yarınki gündür; bu da bir ümîttir. O güne çıkılır mı, çıkılmaz mı bilinmez!

Geçen günden ibret almalı, bugünü bir ganîmet bilmeli... Yarın büyük bir tehlikedir ki yetişip yetişmeyeceğini bilmiyorsun.

Recep ayı geçti. Bir daha geri gelmez. Ramazan ayı ise beklenmektedir. Buna da erişip erişemeyeceğimizi bilmiyoruz. İçinde bulunduğumuz Şaban ayına gelince, bu iki ay arasında bir vâsıtadır, onda ibâdeti bir ganîmet bilmelidir.

Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Abdullah bin Ömer -radıyallâhu anh-’e şöyle nasihatte bulunmuştur:

“Beş şey gelmeden evvel, beş şeyin kıymetini bil!.. İhtiyarlığından önce gençliğinin, hastalığından önce sağlığının, fakir olmadan önce zenginliğinin, meşgûliyetinden önce boş zamanının, ölmeden önce hayatının...” (Gunye 1/188)

Yazımızı, Peygamber Efendimizin duâsıyla bitirelim:

“Allâhümme bârik lenâ fî Şaban ve belliğnâ Ramazan: Allâh’ım, Şaban ayını bizim için bereketli eyle ve bizi Ramazan’a ulaştır.”

Kaynak: Zahide TOPCU / Şebnem Dergisi, sayı: 123

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.