Bütün Gelirini Yetimlere ve Yoksullara Harcayan Kafe

Kurebiyem Kafe, 2011 yılının Mart ayında Üsküdar’da, Badegül Dede’nin liderliğindeki ev hanımları tarafından açıldı. Faaliyetlerini Gönüllü Eller İnsani Yardım Derneği’ne bağlı bir şekilde devam ettiren ve bütün kazancını yetimlere ve muhtaç ailelere harcayan bir kuruluş Kurabiyem Kafe.  İslam ve İhsan ekibi olarak hep beraber gittiğimiz kafede, Badegül Dede ile Gönüllü Eller Kurabiyem Kafe’yi ve faaliyetlerini konuştuk.

Haber: Ömer Faruk Yasin, Furkan Hasdemir

Badegül Dede 41 yaşında ve beş çocuk annesi bir ev hanımı. Geçmişte iki çocuğunu da toprağa veren Badegül Hanım, etrafındaki, çocuklarını kaybetmiş anneler ile bir araya gelerek hem onları yetim ve öksüzlere yardıma teşvik etmek hem de bunun kendileri için bir terapi vazifesi görmesi için böyle bir girişimde bulunduklarını söylüyor. Böyle bir dernek kurma fikrinin nasıl ortaya çıktığını sorduğumuzda Badegül Hanım’dan şu cevabı aldık:

“Ben iki çocuğumu kaybettim. Çocuklarını kaybetmiş ve bu sebeple bir psikolojik sarsıntı yaşamış anneleri bir araya topladım. Onları nasıl başka şeylerle meşgul edebiliriz diye düşündük.”

KAFE İÇMANŞET

KURABİYEM KAFE NASIL KURULDU?

Hanımlarla bir araya gelip, yetimlere bakmaya karar verdikten sonra çevredeki hanım arkadaşların da kendilerine katılımı söz konusu olmuş. Çocuklarını kaybeden ev hanımlarının yanı sıra diğer sıkıntılarla baş eden hanımları da yanlarında bulmuşlar. Bu kalabalık yalnızca maddi olarak değil manevi bir güç de sağlamış onlara. “Veren el alan elden üstündür” hadis-i şerifini yerine getirmenin mutluluğunu yaşadıklarını belirten Badegül Hanım, “Bugün Allah rızası için bir şey yapabildik” demenin huzuruyla eve döndüklerini söylüyor.

Bir araya geldikten sonra ortaya el emeği birçok ürünün çıktığını söyleyen Badegül Hanım, kuruluş sürecini anlatmaya şöyle devam etti.

 “Daha sonra ikinci el eşyalar toplamaya başladık. Böylece iki buçuk sene geçti. Baktık ki bu iş bizi yordu ve topladığımız eşyalar da artmaya başladı. Biz de İHH’nın  yardımıyla Atakent’te bir dükkân açtık. Buradan ihtiyaç sahiplerine yardımlar yapıyorduk. Daha sonra orayı kapatmak zorunda kaldık. Kapandığı halde insanlar gelip yardım talebinde bulunuyordu. Bu talepler devam edince yardım faaliyetlerinin devam etmesi gerektiğini anladık.”

IMG_3125

AMACIMIZ PARA TOPLAMAK OLSAYDI EŞLERİMİZDEN İSTERDİK

Amaçlarının para toplamak olmadığını söyleyen Badegül Hanım “Bizim amacımız kendi emeğimizle, elimizden geleni ortaya koymaktı” diyor.

Çevre sakinlerinden bir amcanın dükkânını beş yıllığına Badegül Hanım’a ve arkadaşlarına vermesinin ardından, dükkânı temizleyip düzenleyen hanımlar, çeşitli yemekler, pasta ve kurabiyeler yapıp satarak dükkanın eksikliklerini gidermiş. Yavaş yavaş personel alımı da yapmışlar ve para kazanmaya başlayınca yetimlere yardım etmeye karar verdiklerini ifade eden Badegül Hanım, böylece Gönüllü Eller İnsani Yardım Derneği’ni kurduklarını belirtiyor. Derneğin ardından kafenin açılış sürecini ise şöyle özetliyor:

IMG_3135“Yardımlarda bulunduğumuz yetim sayımız artmaya başladı. Sadece karınlarını doyurmak, üstlerine giyecek sağlamak yeterli gelmiyordu. Biz de diğer yandan “değerler eğitimi” adı altında 3 yıllık bir eğitime tabi tutmak istedik. Müze ziyaretlerimiz, hayvanat bahçesi gezilerimiz oldu. Sonra “pasta-börek derneği” diye tanındık. İstekler çoğalınca kafe tarzında bir yer açmaya karar verdik."

DERNEK SIKINTILARLA KURULDU, SIKINTILARLA DEVAM EDİYOR

Yaklaşık 3 buçuk yıldır Kısıklı’da, gelirinin tamamını yetim, öksüz ve yoksullara ayıran Gönüllü Eller Kurabiyem Kafe, son zamanlarda yaşadığı sıkıntılarla mücadele ediyor. Dernek başkanı Badegül Hanım “Biz bu derneği açarken daha büyük sıkıntılar atlatmışken, şimdiki sıkıntılar sebebiyle kapatmak bana çok abes geliyor” diyor.IMG_3162

Yola çıktığı arkadaşlarının kendilerini yarı yolda bıraktığını ve bunun kendisini çok üzdüğünü söyleyen Badegül Hanım zor süreci atlatacaklarını ve kafenin artık Gönüllü Eller İnsani Yardım ve Dayanışma Derneği adıyla yardımlara devam edeceğinin müjdesini veriyor.

"Burada bizi motive eden tek şey çocuklarımızın gülüşleri. Bizi yıkan şey ise birlikte bu yola çıktığımız arkadaşların bizi terk etmesi oldu. İyice yalnız kaldım ve dernek ile kafeyi kapatmayı düşündüm. Onlar da ‘Biz derneği kapatalım ama sen kafe işini devam ettirebilirsin. O kadar emek verdin burası için’ dediler."

Dernek olmadan kafenin faaliyetlerini devam ettirmesinin kendi üzerlerinde bir vebal olacağını düşünen Badegül Hanım “Ben bu kafenin faaliyetlerini devam ettirsem, buraya gelenler yetime yardım sanarak bir şeyler alsalar, ben bunun vebalini nasıl öderim?” diye soruyor.

EYLÜL AYINDAN İTİBAREN YARDIMLARIMIZ DEVAM EDECEK

Arkadaşlarının bu kararının üzerinden çok geçmeden, bölgedeki bir takım iş yerlerinin siyasi sebeplerle kafeyi ve derneği boykot etmesi söz konusu olmuş. Onlara karşı bu tabelayı buradan indirmemek için de elinden geleni yapan Badegül Hanım, eski üyeleri tek tek aramış ve dernek faaliyetlerinin devam etmesi gerektiğini onlara anlatmış.

Son olarak kafenin artık dernek olarak hizmet vereceğini söyleyen Badegül Hanım, konuşmaya şu cümlelerle son verdi:

IMG_3131"Velhasıl, dört aydır kapatmayı düşündügümüz Gönüllü Eller İnsanı Yardım Derneği’ni ilgilendiğimiz yetimlerin ve ailelerin samimi duaları sayesinde kapatmaktan vazgeçtik. Derneğimiz, Eylül ayında Samanyolu TV karşısında, yine Kurabiyem Kafe’nin mekanında yeniden hizmete açılacak. Rabb'im bir tabelayı söktürüp, daha güzelini taktıracak inşallah.”

Dernek tarafından düzenlenecek etkinliklerin Eylül ayında açıklanacağını duyuran Badegül Hanım, bu kurumu ayakta tutmak için önce Rabb'imizden, sonra da gönüllü dostlardan maddi ve manevi destek bekliyor. 

Adres:  Reşatbey Cad.Ahi Sok.Ahi Apt.No:8/2-Kısıklı.Büyük Çamlıca İstanbul

1896810_771169059562665_865384300_n

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.