Bursa’ya Osmanlı Mahallesi Kuruluyor

Bursa Yıldırım’da 700 yıllık tarihin izlerini yansıtan, “Osmanlı Mahallesi” kurulacak.

Bursa’nın Yıldırım ilçesinde, mimari yapısı, giysileri, yemek kültürü ve insani ilişkileriyle 700 yıllık tarihin izlerini yansıtan, adeta canlı müze niteliğinde “Osmanlı Mahallesi” kurulacak.

OSMANLI BAŞKENTİNE OSMANLI MAHALLESİ

Yıldırım Belediye Başkanı İsmail Hakkı Edebali, mimari yapısı, giysileri, yemek kültürü ve insani ilişkileriyle 700 yıllık tarihin izlerini taşıyacak “Osmanlı Mahallesi” kuracaklarını bildirdi.

15 MİLYON LİRA HARCANACAK

Adeta canlı müze niteliğindeki “Osmanlı Mahallesi” projesinin tamamlandığını kaydeden Edebali, şöyle devam etti: "Bu mahalleyi Değirmenlikızık’a yapıyoruz. Nasıl Cumalıkızık’ta 700 yıl boyunca bir köy yaşamı varsa bu da 700 yıl önceki insan ilişkilerini ve ticaret anlayışını hayata geçirecek bir proje olacak. 15 milyon liraya mal olacak bu çalışmanın projesi bitti, uygulamaya başlıyoruz. Oraya giden turistler 700 yıl önceki giyim kuşam, ticari anlayışla karşılaşacak. Mahallede üslup, nezaket nasıldı, orada da böyle bir proje yapıyoruz. Değirmenlikızık’ta çınarların olduğu bir yer var. 5 bin metrekareye yakın bir alan. Orada tarihi anıt çınarlarımız var. Oraya Bursa evleri de yapacağız. Esnafın hangi ürünleri sattığını, birbirlerine nasıl hitap ettiğini, bir ahilik anlayışı içinde, temsili olarak yaşatacağımız bir mahalle olacak.”

Mahallede, Osmanlı dönemi kültürünü bugüne uyarlayacaklarını anlatan Edebali, “Geçmiş değerlerimizi, geleneklerimizi insanlarla paylaşacağız. Ticari anlayışımızı bugüne taşıyacağız. Bu projede tarih hocalarımız da var. O mahalleye girdiğinizde '500 yıl öncesine gittim' hissine kapılacaksınız. Zamanda bir yolculuk gibi olacak. Maliyeti düşük ama etkisi büyük, muhteşem bir proje olacak.” dedi

Osmanlı dönemine ait cami, han, hamam, külliye gibi çok sayıda eseri barındıran Bursa, imparatorluğa başkentlik yapan yerler arasında bulunuyor.

Kaynak: Bursa’da Bugün

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.