'bulgaristan'da İslam' Kitabı

İLAM TV’nin Osmanlı Türkçesi Hocası olan Basri Zilabid Çalışkan ile yeni çıkan "Bulgaristan’da İslam" adlı kitabı üzerine konuştuk. Kitabın çıkış hikayesini İslam ve İhsan ile paylaştı.

Basri Zilabid Çalışkan ile "Bulgaristan'da İslam" kitabı üzerine röportaj ve kitap hakkında detaylar...

BULGARİSTAN’DAKİ MÜSLÜMAN GENÇLER YENİ BİR UYANIŞ İÇERİSİNDE

Kur’an-ı Kerim bulundurmanın yasak olduğu günlerden 600 noktada Yaz Kur’an Kurslarının yapıldığı, camilerin yıkılıp kapılarına kilit vurulduğu zamanlardan her yıl ortalama 15 yeni caminin yapıldığı zamanlara geldik... Gece yarılarında gizli sünnetlerin yapıldığı kara günlerden davullu zurnalı sünnet cemiyettlerinin yapıldığı günlere geldik elhamdülillah…

  • Efendim öncelikle sizi kısaca tanıyabilir miyiz?

1978 yılında Türk anne babadan Bulgaristan’ın Dobruca denilen bölgesinin merkez şehri Hacıoğlu Pazarcık’ta doğdum. Şimdiki adı Dobriç’tir. Daha iyi anlaşılması için şöyle söyleyelim Varna’nın 50 km kuzeyinde Romanya ile Karadeniz arasında kalmaktadır. Bulgar ortaokulunu köyümde tamamladım. 1989 yılından sonra demokrasi gelince köy hocası olan Ali Hoca’da Kur’an okumayı öğrendim ve baştan sona hatim edince diğer öğrencilerle birlikte 1991 yılında köy stadında büyük bir hatim merasimimiz oldu. Etraftan bir çok insan geldi, kurbanlar kesilerek ikram edildi.

Manevi bir coşku yaşadık o gün. Daha sonra oranın diyaneti olan Başmüftülük tarafından T.C. Milli Eğitim Bakanlığı ile anlaşmalı olarak 10 kişilik bir grubun içerisinde Çanakkale / Biga İmam-Hatip Lisesine gönderildim. 1995 yılında burayı tamamladıktan sonra Marmara İlahiyat Fakültesine devam ettim. 2003 yılında fakültenin İslam Tarihi alanında yüksek lisans yaparak öğrenmekten öğretmeye adım attık diyebiliriz. Tabi ki, talebelik bizim için mezarda son bulacak bir hadisedir o başka.

  • Bulgaristan’da İslam adıyla bir kitap yazma fikri nereden doğdu?

Biga’da okurken otobüs yolculuklarım esnasında yanımda oturan kişiler bana nereli olduğumu, ne okuduğumu soruyorlardı. Ben de Bulgaristanlı olduğumu söyleyince “aaa ne kadar da güzel Türkçe konuşuyorsun, burda mı öğrendin?” diye sorarlardı. Bulgaristan’da Türklerin yaşadığını, başka Müslüman toplulukların olduğunu bilmeyenler vardı. Tabi ki, bunu genellemek istemiyorum ama ders kitaplarında bunlar okutulmadığı için bir bilgisizlik söz konusuydu. Ben, beni okutan anavatanımıza bir vefa borcu olarak bu kitabı hazırladım.

İstedim ki Türkiye’nin Avrupa’ya açılan en önemli kapısı olan Bulgaristan’ı ve orada yaşayan Müslümanları daha geniş kitleler tanısın. Bir uluslararası ilişkiler uzmanının şöyle dediğini hatırlıyorum: “Bulgaristan ve Gürcistan, Türkiye’nin kanatlarıdır. Onlar olmadan Türkiye uçamaz.” Türkiye’mizin uçması için hepimizin elinden gelen gayret etmesi göstermesi elzemdir.

  • Bulgaristan’daki Müslümanların son durumu nedir? Eski sorunlar devam ediyor mu, yoksa onlar aşıldı mı?

Çok şükür bugün Kur’an-ı Kerim bulundurmanın yasak olduğu günlerden 600 noktada Yaz Kur’an Kurslarının yapıldığı, camilerin yıkılıp kapılarına kilit vurulduğu zamanlardan her yıl ortalama 15 yeni caminin yapıldığı zamanlara geldik... Gece yarılarında gizli sünnetlerin yapıldığı kara günlerden davullu zurnalı sünnet cemiyetlerinin yapıldığı günlere geldik elhamdülillah… Komünizim döneminde 6’ya indirilen il müftülükleri bugün 20’ye çıkmıştır. Bulgaristan’ın genelinde 1.686 cami ve mescit bulunmaktadır. Bunların tamamında maalesef ibadet edilemiyor, bazıları tamirata ihtiyaç hissediyor, bazılarında ise imam ihtiyacı var. Ancak bütün bunlara rağmen Müslüman gençlik yeni bir uyanış içerisindedir. Yeni yetişen anne-babalar çocuklarını ülkede var olan üç İmam-Hatip Lisesi’ne gönderiyor. İsteyen Sofya Yüksek İslam Enstitüsünde okuyabiliyor.

Sorunlar yok mu? Elbette var. Balkanlar diyeceksiniz ve sorun olmayacak bu mümkün değil. Son dönemde artan aşırı milliyetçilik, büyük bir ihtiyaç olmasına rağmen başkent Sofya’da 20 yıldır yapılmasına izin verilmeyen ikinci cami ve vakıfların iadesi meseleleri çözülmesi gereken temel meseleler olarak durmaya devam ediyor. Ancak az önce de değindiğim gibi yeni nesil bir uyanış içerisindedir, milli ve manevi değerlerine sahip çıkmaktadır. Tam istenilen seviyede değiliz, ama o yoldayız.

Bulgaristan’da İslam kitabını temin edebileceğiniz adresler:

"Bulgaristan’da İslam" temin etmek için tıklayınız... (Babil.com)

"Bulgaristan’da İslam" temin etmek için tıklayınız... (Kitapyurdu.com)

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.