Bu Hastalık En Çok Ev Hanımlarını Tehdit Ediyor!

Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Mehmet Uğur Özbaydar, omuz sıkışmasında erken dönemde tedavinin son derece önemli olduğuna dikkat çekerek, “Hastalık erken teşhis edildiğinde ilaç tedavisi, aralıklı soğuk uygulama, omuz hareketlerinin düzenlenmesi ve fizik tedavi ile sorun ortadan kaldırılabilirken, tedavide geç kalındığında ise omzun döndürücü kaslarının sıkışması sonucu oluşan tendon yırtıklarının ameliyatla onarımı gerekli olabiliyor” diyor.

Kolunuzu başınızın üzerine kaldırdığınızda veya arkaya attığınızda ağrı gelişiyor mu? Geceleri omuz ağrılarınız oluyor mu? Ağrı nedeniyle hareketi yapamaz hale geliyor musunuz? Yanıtınız evet ise, sorununuzun nedeni “omuz sıkışması” olabilir. Özellikle sık sık ev işi yapan ev hanımlarında görülen omuz sıkışmasında erken müdahale önemli, çünkü tedavi edilmezse hastalık ilerleyebiliyor ve sıkışan kaslarda oluşan tendon yırtıklarının ameliyatla tedavisi gerekebiliyor.

Ortopedi muayenesine gelen hastalar arasında omuz ağrısı şikayeti diz ve bel ağrısından sonra en sık görülen 3. şikayeti oluşturuyor. Omuz sıkışması ise omuzda ağrı oluşturan sebeplerin başında geliyor. Öyle ki omuz ağrısı yakınması ile başvuran hastaların yüzde 45-60'nda omuz sıkışması tespit ediliyor. En sık sürekli temizlik yapan ev hanımlarında görülen omuz sıkışması erken dönemde tedavi edilmezse kasların kirişlerinde kısmi yırtık ve tam kat yırtıklar oluşabiliyor. Bunun sonucunda ağrı ve hareket kısıtlılığı gittikçe şiddetleniyor ve günlük yaşam kalitesi oldukça bozuyor. Hasta kolunu arkasına götüremiyor, ilikleme ve fermuar çekme gibi işleri yapamıyor. Giderek kolun tüm hareketleri kısıtlı ve ağrılı hale geliyor.

TEKRARLAYAN BAŞ ÜSTÜ HAREKETLER OMZU ZORLUYOR

Omuz hareketlerini sağlayan kaslar (rotator manşet kasları) omuz eklemini çevreliyor. Bu kaslar omuz hareketleri, özellikle de baş üstü hareketleri sırasında omuz çatısını oluşturan kemikler altında sıkışabiliyor. Bu durum da “omuz sıkışması” olarak tanımlanıyor. Doç. Dr. Mehmet Uğur Özbaydar omuz sıkışmasının en çok tekrarlayan baş üstü hareketler nedeniyle omzu zorlama sonucu oluştuğunu söylüyor. Ülkemizde omuz sıkışması en sık ev hanımlarının cam veya duvar silmek, halı silkmek, perde takıp çıkarmak, yüksek bir dolaptan eşya almak, yüksek rafları temizlemek ve toz almak gibi ev işleri sırasında yaptıkları zorlamalı hareketler sonucu gelişiyor. Bu nedenle ev hanımlarının bu tür hareketleri yaparken dikkatli ve kontrollü olmaları, omzu aşırı zorlamalardan kaçınmaları gerekiyor.

EN SIK GÖRÜLEN YAKINMA, KOLA VURAN AĞRI

Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Mehmet Uğur Özbaydar omuz sıkışmasında en sık görülen şikayetin kola vuran ağrı olduğunu belirterek şu bilgileri veriyor: “Ağrı, kimi zaman istirahat ederken, kimi zamansa hareket nedeniyle zorlanma sonrasında aniden veya tekrarlayan zorlanmalar sonrasında yavaş yavaş ortaya çıkabiliyor. Kolun baş üzerine kaldırılması sırasında artan ağrı omzun ön tarafından kolun yan tarafına doğru yayılıyor. Hastalık ilerledikçe gece ağrıları başlıyor. Hasta ağrıdan dolayı şikayetin olduğu omzu üzerine yatamıyor. Omuz hareketleri de ağrı nedeniyle kısıtlanıyor ve hastalık ilerledikçe koldakigüç azalıyor.”

OMUZVE SIRT KASLARI GÜÇLÜ OLMALI

Doç. Dr. Mehmet UğurÖzbaydar omuz sıkışmasından korunmak için omuz hareketlerini sağlayan rotator manşet ile sırt kaslarının güçlü ve esnek olması gerektiğini belirtiyor. Rotator manşet kaslarının güçlü ve esnek olması, tekrarlayan zorlamalara karşı direnci artırıyor. Sırt kaslarının güçlü olması da postürü, bir başka deyişle duruşu düzelterek omuz çıkışını rahatlatıyor. Ayrıca omuz hareketlerinin (özellikle içe döndürme) kısıtlanması, omuz çıkışında daralmaya neden olabiliyor. Bu yüzden omuz hareketlerinin açık olması önem taşıyor. Tüm bu kasların güçlü olması için de düzenli egzersiz (örneğin pilates) yapılması fayda sağlıyor.

ERKEN DÖNEMDE İLAÇ VE FİZİK TEDAVİ YETERLİ GELİYOR

Omuz sıkışmasında ağrı hafif düzeyde başladığı için hastalar genellikle yakınmalarını dikkate almayıp, ağrılar gece uyutmayacak şiddete ulaştığında veya artık günlük işlevlerini neredeyse yapamayacak hale geldiklerinde doktora başvuruyorlar. Doç. Dr. Mehmet Uğur Özbaydar, bu durumda hastanın diğer tedavi yöntemlerinden faydalanma şansının kalmadığı ve tek çözümün ameliyat olduğu uyarısında bulunuyor. Bu yüzden hastaların kolu baş üzerine kaldırdıklarında veya arkaya doğru attıklarında sorun yaşadıklarında zaman kaybetmeden doktora başvurmaları gerekiyor. Erken dönemde ilk tedaviyi ağrıya yol açan, özellikle baş üstü yapılan hareketlerden kaçınmak oluşturuyor. Doç. Dr. Mehmet Uğur Özbaydar aralıklı soğuk uygulama ve ilaçlarla ağrı ile ödemin azaltılarak omuz çıkışının rahatlatıldığını, ihtiyaç halinde de fizik tedavi yöntemine başvurulduğunu belirtiyor. Bu tedavilerle hastaların çoğunda iyileşme sağlandığını belirten Doç. Dr. Mehmet Uğur Özbaydar, şikayetlerin devam ettiği hastalarda ise tek çözümün ameliyat olduğuna dikkat çekerek, küçük kesilerden yapılan omuz artroskopisi ile sıkışmanın ortadan kaldırıldığını ve gerekirse hasar görmüş tendonların onarıldığını söylüyor.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.