Böbrek Ne İster?

Doç. Dr. Abdullah Demirtaş, böbrek taşı düşürenlerin, rahatsızlığın tekrarlama olasılığına karşı kış aylarında da bol su içmeyi sürdürmesini tavsiye etti.

Erciyes Üniversitesi (ERÜ) Tıp Fakültesi Üroloji Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Abdullah Demirtaş, böbrek taşı düşürenlerin, rahatsızlığın tekrarlama olasılığına karşı sadece yaz aylarında değil kış aylarında da bol su içmeyi sürdürmesi gerektiğini belirtti.

Demirtaş, yaptığı yazılı açıklamada, üriner sistem taş hastalıklarında koruyucu tedavinin, kişinin sahip olduğu risk faktörlerine ve taşın cinsine bağlı olmadan tüm hastalarda tatbik edilmesi gerektiğini kaydetti.

Böbrek taşı hastalarında 10-20 yıllık takiplerde yüzde 25-75 oranında hastalığın tekrar ettiği bulgusuna dikkati çeken Demirtaş, "Bu konservatif tedavinin esasını, yaşam tarzı önerileri, diyet ve sıvı alımı oluşturmaktadır. Sıvı alımı ile taş oluşumunun azaldığı bilinmektedir. Yeterli sıvı alımıyla yeniden taş oluşumu yüzde 61 oranında azalmaktadır” ifadelerini kullandı.

GÜNLÜK 3 LİTRE SU TÜKETİLMELİ

Demirtaş, bu rahatsızlığa karşı günlük 3 litre su tüketilmesi, çay, kahve ve asitli içeceklerden uzak durulması gerektiğini vurgulayarak şunları kaydetti:

"Böbrek su ile çalışan bir makine gibidir, yeterli su alındığında vücuda maksimum yarar ile toksinleri uzaklaştırırken taş oluşunu sağlayan maddeleri de seyreltip kolayca atılmasını sağlar. Sıvı (su) alımı gün içine yayılmalıdır. Pratik olarak uyanık olunan zamanda saatte bir su bardağı su tüketilmesi uygun olur. Özelikle ağır egzersizlerden sonra yemeklerden sonra sıcak hava ve ortamlarda sıvı alımına özellikle dikkat etmek ve ekstra kaybı günlük miktara ilave etmek gerekir. Böbrek taşı düşüren hastaların tekrarlama olasılığına karşı sadece yaz aylarında değil kış aylarında da bol su içmeye devam etmesi gerekir."

TAŞ AĞRILARI NEREDE OLUR?

Kış aylarında üşütme ile ortaya çıkan kas ağrılarının "renal kolik" adı verilen üriner sistem taş hastalıklarına bağlı gelişen ağrıyla karışabileceğine işaret eden Demirtaş, taş ağrılarının genelde "böğür" bölgesinde olduğunu, kasıklara, bazen de karın bölgesine doğru yayılabildiğini anlattı.

Demirtaş, rahatsızlığın tekrarlama olasılığına karşı ayrıca tuz kısıtlaması, hayvansal kaynaklı protein miktarının azaltılması ve obeziteden kaçınılması gerektiğini belirterek, "Diyette sıkı kalsiyum kısıtlaması kemiklerden kalsiyum çözünmesine neden olur ve bu da kemik erimesine yol açar. Süt kaynaklı kalsiyum yerine süt dışı kalsiyum kaynakları kullanılabilir. Üriner sistem taş hastalığı olanların en azından yılda bir kez bir üroloji uzmanına kontrol olmalıdır. Şu unutulmamalı ki böbrekler su ister, böbreklerinizi susuz bırakmayın" önerisinde bulundu.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.