Bitkiler Nasıl Büyür ve Gelişir?

Bitkiler nasıl büyür ve gelişir? Bitkilerin faydaları ve zararları...

Bitkilerin büyümesi ve gelişimi...

BİTKİLER NASIL BÜYÜRLER?

Tohum toprağa düşer ve tohum kabuğu filizlenme için kök ve kök saçakları tarafından yeterince açılıncaya kadar nemle yumuşar. Bitkinin tepesi ısı ve ışığa doğru büyümeye başlar. Tohumdan yukarı doğru çıkan filiz toprağın üzerine çıkar, yapraklar görünür. Bitki büyüdükçe yaprakları, gövdesi, dalları hatta bazılarının çiçekleri olur.

Tohum çiçeğin içerisinde gelişimini tamamlar. Sonra tekrardan toprağa düşer. Toprakta filizlenmeden önce uyku halindedir. Bu şekilde yıllarca canlılıklarını yitirmeden yaşayabilir. Uygun koşullar tekrardan sağlanırsa yeniden filizlenir. Böylelikle çoğalmaya devam eder. Buna bitki yaşam döngüsü denir. (Not: Yazı editör tarafından derlenmiştir.)

Dışarıdan bakıldığında basit kahverengi bir örtü gibi görünen toprak, şüphesiz ki yaşamın en önemli kaynaklarındandır.  Basit bir maddeyi yaşamın kaynağı yapmak, ancak sonsuz hikmet ve kudret sahibi olan Hakîm-i Kadîr’e mahsustur.

BİTKİLERDE BÜYÜME VE GELİŞME NASIL OLUR?

Bir tohum toprağa düşüp de toprağın nemi ona tesir edince, büyüyüp gelişir ve bu gelişme neticesinde üst ve alt kısımları çatlar. Üst kısmından toprağın üzerinde yükselecek olan ağaç çıkarken, alt kısmından toprağın derinliklerine doğru yayılan kökler uzanır.

Bu, şaşırtıcı bir şeydir. Çünkü bu tohumun tabiatı tek, dışarıdan gelen tesirler de tek olduğu hâlde bir tarafından havaya yükselen bir madde, diğer tarafından ise toprağa giren bir madde çıkmaktadır. Tek bir tabiattan birbirine zıt iki şeyin doğması, hayret vericidir. Anlıyoruz ki bu, kesinlikle her işinde hikmet sahibi bir Yaratıcı’nın irâde ve idâresiyle olmaktadır.

Sonra bu tohumdan biten ağacın bir kısmı odun, bir kısmı yaprak olur. Bir kısmı ise başta çiçek olarak tebessüm eder, sonra meyve hâline gelir. Ayrıca bu meyvede, çeşitli tabiatlara sahip insan vücûduna faydalı birtakım maddeler meydana gelmektedir.

Yine tek bir meyvede muhtelif husûsiyetler mevcuttur. Meselâ, üzüm ile çekirdeği soğuk ve kuru iken, etli kısmı ile suyu sıcak ve yaştır. Aynı tesirlere mâruz kaldığı hâlde tek bir tohumdan muhtelif husûsiyetlerde gıdâların meydana gelmesi, mutlakâ son derece güçlü ve hikmet sahibi bir varlığın tedbîridir.

BİTKİLERİN FAYDALARI VE ZARARLARI

Ayrıca Allah Teâlâ, insanoğlunun nice hastalıklarının devâsı için bitkileri tabiî bir eczâne kılmıştır. Kimi bitkiler şifâdır, gıdâdır; vücûda kuvvet verir. Kimisi diriltir, kimisi ise zehirlidir, öldürür. Bir bitki yenildiğinde başka bir maddeye inkılâb eder. Bir bitki kanı tasfiye eder. Bir bitki neşe ve canlılık verir, diğer biriyse sakinleştirip uyutur…

Ayrıca bitkiler vâsıtasıyla su ile karbonik asitten şeker ve odunun vücûda getirilip mahlûkâtın teneffüs etmesi için oksijenin serbest bırakılması, ne kadar dikkate değer hâdiselerdir.

Hâsılı, yerden biten hiçbir yaprak ve hiçbir saman çöpü yoktur ki onda beşer için birçok fayda bulunmasın! Öyle ki insanoğlu, bu faydaların künhüne vâkıf olmaya bile güç yetiremez.

Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Tefekkür, Erkam Yayınları

İslam ve İhsan

BİTKİ NEDİR, ÇEŞİTLERİ NELERDİR?

Bitki Nedir, Çeşitleri Nelerdir?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.