Bir Kişilik Oruç Tutup Üç Kişilik Yemeyin

Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesi Acil Tıp Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Zeynep Gökcan Çakır, "İftardan sonra acil servise, genelikle bir kişilik oruç tutup 3 kişilik iftar eden, yani aşırı yemek yiyenler geliyor. Orucumuzu güzel tutuyoruz, ama açtığımızda oruç ve sağlığın genel mantığı dışına çıkıp çok fazla yiyoruz. Bu çok sakıncalı ve tehlikeli bir durum." dedi.

Acil Tıp Uzmanları Derneği Genel Başkan Yardımcısı da olan Prof. Dr. Çakır, Ramazan ayı dolayısıyla acil servislere yoğun başvuru aldıklarını söyledi.

HASTALAR RAMAZAN'DA DİKKATLİ OLMALI

Vatandaşlara Ramazan'ı acil servisler yerine evlerinde geçirmeleri için hem iftarda hem de sahurda düzenli ve dikkatli beslenmelerini öneren Çakır, şöyle konuştu:

"20 yılın üzerinde acil tecrübem olduğu için bunu net söylüyorum. Ülkemizde acil servislere çok yoğun başvuru oluyor, bu yoğunluk Ramazan ayında daha da çoğalıyor. Bunun en önemli nedeni oruç tutarken yetersiz beslenme, hazırlıksız bünye ve bunların yanı sıra açlık kan şekerinin düşük olmasına bağlı bir takım dikkatsizlikler Ramazan'da acile başvuruları artırabiliyor ama bunun önüne geçmek mümkün."

Çakır, Ramazan'ı huzur içinde geçirmek için sağlık alanında bazı şeylere dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayarak, kronik hastalığı olanlar ile kalp, akciğer ve şeker hastalarının Ramazan'da dikkatli olması gerektiğini dile getirdi.

Şeker hastalığının metabolizmayı ilgilendiren hastalık olduğunu anlatan Çakır, "Özellikle şeker hastaları ve kandaki birtakım mineral dengelerin tansiyonu çok etkilemesiyle tansiyon hastaları Ramazan ayı için önemli. Bu hastalar çok dikkatli olmalı, hekimleri izin vermediyse ve ilaç düzenleri oruç tutmaya müsait değilse zaten oruç tutmamalıdır." ifadesini kullandı.

Ramazan'da mide hastaları, özellikle çeşitli bağırsak rahatsızlığı olanlar ile kronik hastalığı bulunanların risk grubunda olduğunu belirten Çakır, bu hastalığı olanların mutlaka hekimleri ile görüşüp tavsiyelerine uymasını istedi.

ORUÇ SAĞLIK AÇISINDAN ÇOK FAYDALI

Prof. Dr. Çakır, orucun sağlık açısından çok faydalı olduğuna işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Yemek arasındaki sürenin açılması bize orucun aslında sağlık için faydalı olduğunu bildiriyor. Ama özelikle kronik hastalığı olanlar bu konuda doktorların tavsiyelerine ve nasıl besleneceklerine dikkat etmeli. En büyük risk grubu Peptik ülser (Mide-oniki bağırsak ülseri, bazen de yemek borusu ülseri), özellikle oniki bağırsak ülseri açlığa biraz daha hassas hastalardır. Bunlar oruçlarıyla ilgili mutlaka hekimleriyle konuşmalıdır. Yeterli sıvı aldıktan sonra tansiyon ve şeker hastaları da diyetleri ve ilaçları düzenlenirse oruç tutabilir."

Çakır, Ramazan'da iftar öncesi ve sonrası acil servislerde yoğunluk yaşandığına dikkati çekerek, şunları kaydetti:

"İftardan sonra acil servise, genelikle bir kişilik oruç tutup 3 kişilik iftar eden, yani aşırı yemek yiyenler geliyor. Orucumuzu güzel tutuyoruz ama açtığımızda oruç ve sağlığın genel mantığı dışına çıkıp çok fazla yiyoruz. Bu çok sakıncalı ve tehlikeli bir durum. İftar sonrası aşırı yemekten kaynaklı mide, bağırsak rahatsızlığı, özellikle şeker hastalığı olanlar iftarda diyetleriyle ilgili birtakım kaçamaklar yapıp, karbonhidratlı beslenmeye meyilli olabiliyor. Bu nedenle acil servislere yoğun başvuru oluyor."

Oruç tutamayacak durumdakilerin, buna rağmen oruç tutunca acil servise gelmek zorunda kaldığına işaret eden Çakır, bilinçsizce oruç tutulması sonucu ani kalp durması gibi hasta profiliyle karşılaştıklarını aktardı.

İFTAR VE SAHUR ARASI BOL SU TÜKETİN

Çakır, Ramazan'ın sıcak aylara denk gelmesiyle iftar ve sahurda, özellikle iftar sonrası aralıklı vakitlerde bol su tüketilmesini vurgulayarak, şu önerilerde bulundu:

"İftar ve sahurda ağır ve karbonhidratlı yiyeceklerden uzak durulmalı. Tatlıya ihtiyaç artıyor, sütlü ve kuru meyve tarzındaki tatlılar ile ihtiyacımızı karşılamakta fayda var. Az bir kahvaltılık ile oruç açıp iftara ara verdikten sonra ağır ağır yemeyi ve mutlaka sahur yapılmasını şiddetle öneriyoruz. Çünkü sahur orucun en önemli bileşenlerinden ve ibadetin parçası. Aynı zamanda sahur sizi oruca hazırlayan önemli bir öğün. Sahurda mutlaka dengeli, proteinli bir kahvaltı yaparak bütün günü çok güzel şekilde geçirebiliriz."

Çakır, Ramazan'da acil servislere yapılan başvurularla ilgili kliniklerinde görevli doktor öğretim üyelerinin çeşitli tez çalışması yaptığını sözlerine ekledi.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.