Binlerce Afrikalı Işığa Kavuştu

İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsani Yardım Vakfı öncülüğünde, Nijer'in başkenti Niamey'de yaklaşık 2 yıl önce hizmete açılan Göz Sağlığı Merkezinde, hayırseverlerin katkılarıyla 35 bin 662 kişi muayene edildi, 11 bin 987 kişi katarakt ameliyatı oldu.

Vakfın yürüttüğü çalışmalara destek veren Bursa İHH İnsani Yardım Derneği Başkanı Hüseyin Kaptan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İHH Vakfı, İslam Kalkınma Bankası, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA), Uluslararası Doktorlar Birliği (AID) ve Nijer Sağlık Bakanlığı iş birliğiyle Nijer'in başkenti Niamey'de Göz Sağlığı Merkezi açıldığını söyledi.

Niamey Abdou Moumouni Üniversitesi Lamorde Hastanesi bünyesinde hizmet veren merkezin 350 bin dolara mal olduğunu ve resmi açılışının 11 Eylül 2014'te yapıldığını dile getiren Kaptan, burasının, "Afrika Katarakt Kampanyası" ile Nijer'deki hastaların imdadına yetiştiğini anlattı.

Dernek olarak merkeze gittiklerini ve oradaki çalışmaları yerinde gördüklerini aktaran Kaptan, binlerce kişinin göz rahatsızlığı nedeniyle hayırseverlerin desteğini beklediğini söyledi.

170 BİN KİŞİ KATARAKT NEDENİYLE GÖREMİYOR

Afrika kıtasındaki toz, ultraviyole ışınlar ve vitamin eksikliğinin neden olduğu katarakt hastalığının Nijer'de dünya ortalamasının çok daha üstünde olduğunu belirten Kaptan, şöyle devam etti:

"Nijer'de 600 bin kişiye bir göz doktoru düşüyor. Nijer'in 17 milyon kişilik nüfusunun yüzde 1'i, yani 170 bin kişi maalesef katarakt rahatsızlığı nedeniyle dolayı göremiyor. Bu hastaların büyük bölümünde ileri derecede görme kaybı var. Bu durum sadece bir sağlık problemi değil, görmeyenlere bakan yakınlarını da bağlayan sosyal bir yaradır. Türkiye'den hayırseverlerin de katkılarıyla kurulan Göz Sağlığı Merkezi ile bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da Afrika'daki Müslüman kardeşlerimizin yeniden görmelerini sağlayacağız."

Hayırsever vatandaşların, bağışlayacakları 250 lira ile 1 kişinin katarakt ameliyatına destek olabildiğini vurgulayan Kaptan, "Kampanya kapsamında 35 bin 662 hasta muayene edildi, 11 bin 987 hasta ise ameliyatla sağlığına kavuştu." dedi.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.