Berlin'de 50 Yıllık Mescid Kapatıldı

Berlin Teknik Üniversitesi'nde 50 yıldır kullanılan mescidin kapatılmasının ardından öğrenciler üniversite yönetimini protesto etti.

Üniversitenin önünde toplanan 100'den fazla öğrenci, kapatılan mescidin yeniden açılmasını ve cuma namazları için spor salonun yeniden tahsis edilmesini istedi.

Üniversitedeki 4 Müslüman dernekten biri olan Suriyeli Öğrenciler Derneğinin Sözcüsü Davut Ensari, mescidin ve cuma namazının kılındığı spor salonunun yaklaşık 2 ay önce kapatılmasının ardından üniversitenin bahçesinde namazı kılmaya başladıklarını söyledi.

Ancak üniversite yönetiminin buna da karşı çıktığını belirten Ensari, "Yönetim geçen hafta öğrencileri tehdit etti. Öğrencilere, cemaatle namaz kılınması durumunda polis tarafından götürülebilecekleri söylendi. Bunu çoğulcu toplumda, açık ve tarafsız bir üniversitede kabul edemeyiz." ifadelerini kullandı.

Şimdiye kadar bu sorunun karşılıklı anlayış çerçevesinde çözüleceğini ümit ettiklerini anlatan Ensari, ancak bunun böyle olmayacağını gördüklerini ve bundan sonra nasıl adımlar atacaklarını değerlendirdiklerini ifade etti.

NAMAZ KILINMAYA DEVAM EDİLECEK

Berlin Teknik Üniversitesinde binlerce Müslüman öğrencinin öğrenim gördüğüne dikkati çeken Ensari, "Namaz kılınmaya devam edilecek. Ama nerede ve nasıl bilmiyoruz.” şeklinde konuştu.

Öğrenci Weam Karmid de, mescidin kapatılmasının kendileri için ciddi bir kısıtlama anlamına geldiğini belirterek, "Vakit namazlarının üçü okulda olduğumuz zamana denk geliyor. Yasa dışı bir şey yapıyormuşum gibi iki dakikalık namaz kılmak için üniversitede gizlenmek için köşeler bulmaya çalışıyorum. Hoş karşılanmadığımı ve ayrımcılığa uğradığımı hissediyorum." dedi.

Geniş güvenlik önlemlerinin alındığı gösteri cuma namazının kılınmasının ardından olaysız sona erdi.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.