Bamyanın Faydaları Şaşırtıyor

Pek sevilmeyen bir sebze olan bamyanın vücudumuzun adeta her bir köşesine sağladığı faydaları biliyor musunuz?

Bamya denince suratını buruşturanlardan mısınız yoksa küçüklükten kalma bir alışkanklıkla sevenlerden mi? Umarım cevabınız sevmeniz yönündedir. Çünkü Uzman Diyetisyen Gizem Keservuran'ın verdiği bilgilere göre bamya oldukça sağlıklı bir sebze ve mutlaka tüketmemiz gerekiyor.

Ben bamya yemeğini sevenler konusunda azınlık olan kısımdayım. Çocukluğuma dayanıyor aslında hikayesi. Yemekler aslında çok şey anlatır ve hatırlatır. Yani tamam bamya yemeğini yemek istemeyişimizin sebebi sellenmesi sulanması olabilir. Ama her sorunun bir çözümü de var tabii. Eğer benim gibi siz de bu yemeğin sevgi dolu ellerden çıkışını ve ekşi ekşi ağızda bıraktığı o müthiş tadı hatırlıyor olsaydınız, eminim severdiniz.

Bu konuda şanslı değilseniz bile bazı şeylere sadece sağlıklı olduğu için bile yönelmemiz gerekiyor. İşte bu yüzden sağlıklı şeyleri sevmek için sebepler bulmanızı öneririm kendinize. Hadi bir şans verin...

BAMYANIN FAYDALARI

- Çözünür ve çözünmez lifler içerir. Çözünebilir lif metabolik toksinleri yok eder. Böylece kalp hastalığı riskini azaltır ve sindirim sistemi ile vücuttan dışarı zararlı toksinlerin atılmasını sağlar.

- Ülseri önlemede önemli bir etkisi olan bamya, sindirim sistemindeki asidi nötralize eder.

- Retinayı korur ve kataraktını önlemede büyük destek olur.

- Stres ve depresyonu azaltırken, sinir sistemini korumaya da yardımcı olur.

- İçerisinde bulunan C vitamini, güçlü bir bağışıklık sistemi oluşturmak için önemlidir.

- K vitamini güçlü kemikler inşa etmek ve kemik yapısını korumak için gereklidir. Kan pıhtılaşma proteinlerinin üretimi için önemli bir etkendir.

- Demir, kalsiyum, manganez ve magnezyum gibi mineraller ihtiva eder.

- Kilo vermek isteyenler bamyayı tercih edebilir. Bamya, içeriğindeki yüksek lif oranı sayesinde tokluk hissi yaratır.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.