Balkanlarda Kıbleye Bakan Cami Köprüler

Balkanlar’daki Osmanlı mimarisi ve kültürüne dair makaleler kaleme alarak ve araştırmalar yapan bir isim olan Uluslararası Saraybosna Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mesut Idriz, Balkanlar'daki Osmanlı köprülerinin ortak yönlerine dikkat çekti: Hepsinde kıbleye bakan mihraplar var!

Kendi memleketi olan Üsküp ve çevresindeki köprülere dair bir belgesel hazırlayan Prof. Dr. Mesut Idriz'in verdiği ilginç bilgiler:

- Kıbleye Bakan Köprüler projesi nasıl ortaya çıktı?

Üsküplü olduğum için bu şehrin iki yakasını birleştiren Vardar Nehri üzerindeki Taşköprü üzerindeki mihrap dikkatimi çekmişti. İslam’da mihrap, cami ve mescitlerde bulunur.

IKNZn_1436094239_4685

Üsküp Vardar Nehri üzerindeki Taşköprü

Taşköprü’nün üzerinde hangi amaçla bir mihrap yapıldığını düşünüyordum. 80’lerdeki Türkiye ziyaretim sırasında Edirne’de ki nehirler üzerindeki köprülerde de benzer uygulamayı gördüğümde konu daha çok ilgimi çekti.

Neretva Köprüsü

Drina Köprüsü

İlerleyen yıllarda Bosna-Hersek’teki Neretva ve Drina nehirleri üzerinde de aynısını görünce,“Bu kadar köprü üzerinde mihrap olması ve hepsinin kıbleye bakması tesadüf değildir” diye düşündüm. Bu uygulamanın Osmanlı veya farklı Müslüman toplumları tarafından kullanıp kullanılmadığını araştırdım.

Anadolu’da bir kaç şehirde köprü üzerinde namazgâh bulunduğunu öğrendim ancak söz konusu namazgâhlar ile mihrap uygulamalarının farklı anlamlar taşıdığının sonucuna vardım.

- Balkanlar’daki bu tip Osmanlı köprülerinden kaç tane var ve siz onları nasıl tespit ettiniz?

Balkan şehirlerine has olan kıbleye bakan mihraplı köprüler projesi için Üsküp Taşköprü’den başlayarak Edirne Ekmekçioğlu Ahmet Paşa ve Abdülmecid köprüleri’ne, Vişegrad Sokollu Mehmed Paşa Köprüsü ve Konjic Köprüsü’ne kadar uzanan ziyaretlerimiz oldu. Bu özellikte başka köprüler olsa da farklı nedenlerle tahrip edildikleri bilgisine ulaştık. Günümüzde kıbleye bakan mihraplı köprülerden yalnızca beş köprü ayakta kalmış.

Edirne Ekmekçioğlu Ahmet Paşa Köprüsü

Edirne Abdülmecid köprüsü

Vişegrad Sokollu Mehmed Paşa Köprüsü

Konjic Köprüsü

- Bu köprülerin kıbleye baktığını nasıl tespit ettiniz?

Son teknoloji ve ekipmanlarla. Ve köprülerin mihraplarının çok ufak sapmalar ile kıbleyi gösterdiği sonucuna vardık. İnşaa edildikleri dönemin teknolojik imkânları düşünüldüğünde bu şekilde ufak sapmalar ile kıbleyi doğru olarak bulmaları da takdire şayan bir çalışma ve Osmanlı mimarisinin İslam medeniyetine büyük bir katkısıdır.

- Bu Osmanlı köprülerin, Balkanlar’daki önemi nedir?

Bu köprüler Balkanların İslamlaşması açısından önemli. Osmanlı fethettiği Balkan şehirlerinde kendi dokusunu çeşitli mimari unsurlar ile oluşturmuş. Osmanlı mimarisi şehre bir ruh giydirmiş, yeni kimlik kazandırmış. Bu konuda kıbleye bakan mihraplı köprülerin de paha biçilmez bir rolü bulunmakta.

KÖPRÜLERDEKİ MİHRAPLARIN SEBEBİ

- Osmanlı, Balkan köprülerine neden mihrap koymuş? Amacı ne olabilir?

Sonradan Balkanlar’a yerleşen Müslüman halkın yön tayinini kolaylaştırmak için. Yeni fethettiği Balkan şehirlerine farklı bölgelerden Müslüman halkı yerleştirmiştir. Yeni yerleşen toplum ve İslamı kabul eden yerli halkın da namaz ibadetlerini yerine getirebilmeleri için, sözkonusu köprülerdeki mihraplar vasıtası ile halka kıble bilgisi ulaştırılmıştır. Bu köprülerin üzerinde cemaat olarak vakit namazları ve Cuma namazı da kılınmıştır.

SAVAŞLARDA YIKILDILAR

- Savaşlarda köprülerin hedef alındığını biliyoruz. Hangileri zarar gördü?

Tamamen yok olan köprüler var. Örneğin Saraybosna’da Miljacka Nehri üzerinde inşa edilmiş Mihraplı Köprü, I. Dünya Savaşı sırasında temelleri de dahil olmak üzere tahribata uğratılmış. 1682’de inşa edilmiş Konjic Köprüsü, 1992 Bosna Savaşı sırasında ciddi hasar almıştı. TİKA tarafından restore edildi. 2000’li yıllarda Üsküp Taşköprü’nün mihrabı bazı kesimler tarafından yıkıldı. Ama Türk ve Makedon hükümetlerinin işbirliği ile restore edildi.

YAVUZ SULTAN SELİM’E MİHRAP

- Bu özel köprülerin bundan sonraki süreçte yapılacak köprülere ilham vereceğini düşünüyor musunuz?

Günümüzde yeni yapılan eserlerde geleceği inşaa ederken geçmişimizde bulunan önemli mimari unsurları da canlandırmalıyız. Mesela Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nde, tarihimizle olan bağı sadece isimle değil mimari unsurlarla da desteklememiz gerek. Bu anlamda Yavuz Sultan Selim köprüsü de mihraplı bir köprü haline çevirilerek daha anlamlı bir hale getirilebilir.

Kaynak: Star

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.