Bahar Yorgunluğu Nedir? Bahar Yorgunluğuna Ne İyi Gelir?

Son günlerde sabahları daha geç uyanıyor ya da günlük aktivitelerden daha mı çabuk yoruluyorsunuz? Ya da her zamanki saatinizde uyuduğunuz halde sabahları yorgun mu uyanıyorsunuz? Tüm bu sorulara verdiğiniz cevaplar eğer “evet” ise; bahar yorgunluğu sizi de kıskacına almış olabilir.

Bahar aylarında en sık; alerjik reaksiyonlar, kalp ve dolaşım sistemi hastalıkları, romatizma, solunum yolu hastalıkları ve mide rahatsızlıkları artış gösteriyor. Bu hastalıklar ile yaşayan kişilerin gerekli önlemleri eksiksiz almaları gerekiyor. Hekim tarafından önerilen ilaçların düzenli kullanılması, verilen beslenme programına her zamankinden daha çok özen gösterilmesi gerekiyor.

BAHAR AYINDA HANGİ RAHATSIZLIKLAR BELİRİYOR

Her canlı gibi bizler de şu günlerde değişen hava koşullarına ayak uydurmaya çalışıyoruz. Kimi zaman bu uyum süreci çeşitli rahatsızlıklar nedeniyle zor geçebiliyor. Mide yanmaları, psikolojik bunalımlar, çarpıntı, kas yorgunluğu ve uykuya meyil gibi şikayetler; uyum döneminde en sık karşılaşılan fiziksel şikayetler arasında yer alıyor.

Güneş ışınlarını hissetmeye başladığımız şu günlerde, bol bol güneşlenmenin fiziksel sağlığımız kadar, ruh ve zihin sağlığımız açısından da oldukça faydalı olduğu bariz bir gerçek. Bu geçiş mevsimini uzun yürüyüşler yapıp, bol C ve B vitamini ve bol su ile desteklememiz halinde bir çok olumsuzluğa karşı direnme gücümüzü de artırmış oluruz.

Çeşitli rahatsızlıkları olan insanlarda bu rahatsızlıkları tetikleyen bahar ayları, sağlıklı insanların genel vücut sağlığı üzerinde de olumsuz etkiler yaratabiliyor. Sabahları daha zor uyanıyor, daha kolay yoruluyoruz. İsteksiz çalışıyor, eklem ağrıları, halsizlik gibi şikayetler ile yaşıyoruz.

Tüm bu değişimler insan metabolizmasının bahar aylarına göre yeniden ayarlanmasından kaynaklanıyor. Bu aylarında havadaki elektrik yükü artıyor ve fazlalaşan iyon yükü şikayetlerimizi tetikliyor. Özellikle şehirlerde yaşayan insanların bu elektrik yükünden daha fazla etkilendiklerini biliyoruz. Pozitif etkinin insanlara canlılık getirdiğini, negatif etkinin ise yorgunluk halsizlik gibi, adı üzerinde negatif sonuçlara neden olduğunu da biliyoruz.

Bu geçiş dönemlerinde bahar yorgunluğunu üzerimizden atmak için, alınabilecek küçük önlemler var. Bu küçük tedbirlerin bizi daha zinde yapacağına ve vücudumuzun yeni mevsime ayak uydurmasına yardımcı olacağı muhakkak.

 

BAHAR YORGUNLUĞUNA NE İYİ GELİR?

Isınan hava şüphesiz vücudumuzun su ihtiyacını artıracaktır. Bu geçiş döneminde öğünlerimize biraz daha su eklemek, metabolik faaliyetler için gerekli olan su ihtiyacını karşılamaya yetecektir.

Bu aylarda pamuklu kumaşlardan üretilen giysileri tercih etmek, terleme metabolizmamızın ayarlanmasında vücudumuza yardımcı olacaktır.

Bu aylarda vücudumuz en çok B ve C vitamine ihtiyaç duyar. Bu vitaminler en çok sebze ve meyvelerde bulunduğu için, daha çok meyve ve sebze tüketmek vücut direncimizi korumamıza yardımcı olacaktır.

Her akşam aynı saatte uyuyup, sabahları da aynı saatte uyanmaya çalışmak; uyku düzenimizin aksamasına izin vermediğimiz gibi, gün içinde yorgun düşmememizi sağlayacaktır.

Bu dönemde yapılan doğa yürüyüşleri, fiziksel ve ruh sağlımıza iyi gelecektir. Eğer uzun yürüyüşlere çıkamıyorsak; sabahları açık pencere önünde yapacağımız basit jimnastik hareketleri bile, dolaşım sistemimizin harekete geçmesini sağlayıp, bizi daha canlı kılacaktır.

Daha sık duş alma alışkanlığı kazanmak, hem cilt sağlığımıza hem temiz olma hissinin verdiği mutluluk ile ruh sağlığımıza, hem de alerjik reaksiyonlara neden olan polenlerin vücudumuzdan temizlenmesine yardımcı olacaktır.

Sigara gibi kötü alışkanlıkları hemen bırakmak fiziksel olarak canlılık verecektir.

Bahar aylarında rafine ürünler, pasta, asitli içecekler ve konserve sebzeler gibi yapay ürünler yerine, vitamin değeri yüksek meyve salataları, taze sebze yemekleri, portakal suyu gibi besinleri tercih etmek sağlığımızı korumak açısından önemli olacaktır.

Bahar aylarında zinde ve sağlıklı kalmak istiyorsak yukarıdaki basit önlemleri uygulamanızı tavsiye ediyorum...

BAHAR YORGUNLUĞU NASIL GEÇER?

https://www.islamveihsan.com/bahar-yorgunlugu-nasil-gecer.html

Kaynak: Dr. Ali Akben, Altınoluk Dergisi, 2006 - Nisan, Sayı: 242, Sayfa: 060

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.