Bahar Hastalıklarına Karşı 10 Önlem

Dr. İlkay Değerli, baharda çocukları gözetleyen hastalıkları ve bu hastalıklara karşı basit ama etkili önlemleri anlattı; önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.

Bahar ayları yenilenen doğayla birlikte çocuklara apayrı bir enerji ve zindelik getirirken, mevsim geçişinde yaşanan değişiklikler ise karşılarına çıkardığı hastalıklar nedeniyle çoğu zaman sevinçlerini gölgeleyebiliyor. Alerjiden üst solunum yolu enfeksiyonlarına, ishalden kızamık ve su çiçeğine bir çok hastalık çocuklarda bahara özgü artış gösteriyor.

Bahar döneminde çocuk poliklinikleri mevsim hastalıklarının getirdiği yoğunluk yaşarken, Dr. İlkay Değerli bu hastalıklardan korunmanın, hastalığın kapıyı çalması durumunda ise en hafif şekliyle atlatabilmenin mümkün olduğunu belirterek “Önemli olan hastalık kapıyı çalmadan önlem almak. Ellerini yıkamasından abur cuburdan kaçınmaya dek çocuklarımıza küçük yaşlarda kazandıracağımız bazı alışkanlıklar, onları hem çocukluk döneminde hem de yetişkin bir birey olduklarında yaşam boyu olası risklere karşı büyük ölçüde koruyacaktır. Elbette aşılarını ihmal etmemek de son derece önemli” diyor. Dr. İlkay Değerli, baharda çocukları gözetleyen hastalıkları ve bu hastalıklara karşı basit ama etkili önlemleri anlattı; önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.

  • Tencere yemeği yedirin!

Çocuğunuzun kesinlikle evde yapılan tencere yemeklerinden yemesine dikkat edin. Anne ve babalar günün yorgunluğunun ardından kolaya kaçarak kimi zaman çocuklarını restorana götürüp akşam yemeği yedirebiliyor. Günümüzde bu tür davranışların giderek sıklık kazanmaya başladığı görülüyor. Ancak gün boyu ne kadar yorulmuş olursanız olun, çocuğunuzu fast-food’dan, kızartmalardan uzak tutun. ‘Dışarıda sebze yediriyorum’ deseniz bile restoranlarda lezzet artırıcılar, krema ve soslar, katkı malzemeleri kullanılabildiğinden hem bünyesini zayıflatacak hem de kötü bir yaşam alışkanlığı edinmesine neden olacaktır! Mevsim sebze ve meyveleri, bakliyat ve yeterince et tüketmesini sağlayın. Şekerli gıdalardan, abur cuburdan uzak durması için küçük yaşlardan itibaren sabırla öğretin. Sağlıklı atıştırmalıklara yönlendirin.

  • Polenlere karşı vazelin sürün

Şüphesiz polenler doğanın yeniden canlanma sürecinde havada uçuşacaklar ve buna maruz kalmamak çok da mümkün değil. Ancak yine de, özellikle alerjik bünyeye sahipse polenlerin yoğun olduğu sabah saatlerinde, akşamüzeri ve rüzgarlı havada dışarı çıkarmayın. Alerji tedavisini ihmal etmeyin. Maske takmaya yanaşmıyorsa, dışarı çıkarken özellikle burnunun, ağzının ve gözlerinin çevresine ince bir tabaka şeklinde vazelin sürün. Bu sayede alerjenler vazeline yapışacağı için çocuğunuza temas edemeyecek ve onu koruyacak. Pencereyi polenlerin yoğun olduğu saatlerde açmayın.

  • Çok sıcakta uyutmayın

Odasının ısısını iyi ayarlamanız sandığınızdan çok daha önemli. Gece üzerinin açılıp üşüyeceğini düşünerek terlemesine neden olabilecek pijama giydirmek ya da odasını sıcak tutmak aksine ona zarar verir. İdeal oda sıcaklığı gündüz 22, gece 19-20 derece olmalı.

  • Ellerini doğru yıkamasını öğretin!

Ona anlayacağı bir dille, gerekirse masallaştırarak ellerimizin mikrop yuvası olduğunu öğretin. Gün boyu ellerini yüzüne sürme, ağzına sokma gibi riskler nedeniyle mikropların kolayca vücudumuza girerek bizi hasta edebileceğini anlatın. Bu nedenle ellerini sık ve doğru şekilde (20 sayana kadar ellerinin içini, üzerini, tırnaklarını, parmak aralarını) güzelce yıkamasını, siz uygulayarak gösterin. Dışarıdan eve gelir gelmez ellerini yıkaması gerektiğini öğretin. Hapşırırken ağzını eliyle değil koluyla kapaması da çok önemli.

  • Terleten giysiler giydirmeyin

Terleten kıyafetlerden kaçının, sentetik yerine pamuklu giysiler giydirin. Kıyafetlerini havaların bir ısınıp bir soğumasını, ani ısı değişikliklerini göz önüne alarak seçin.

  • Kıyafetlerini odasında çıkartmayın

Her akşam yatmadan önce mutlaka duş aldırın. Gün boyu dışarıda giydiği giysileri odasında çıkarmamasına dikkat edin aksi halde kıyafetlerine yapışan gözle görülemeyecek türden mikroplar ve alerjenlere gece boyu maruz kalması onu olumsuz etkileyecektir. Şapka ve ceket gibi dışarıda giydiği kıyafetleri daha sık yıkayın. Polen mevsiminde çamaşırlarını dışarıda kurutmayın.

  • Su içme alışkanlığı kazandırın

Çocuğunuzun yaşına ve kilosuna uygun olarak her gün 500 ml-2 lt arasında, yeterli miktarda su içmesini sağlayın. Sıvı ihtiyacını çoğunlukla, yaşam kaynağımız olan su ile karşılaması çok önemli. Öte yandan meyve suları yerine meyvenin kendisini yedirin. Asitli içeceklerin çocuk beslenmesinde kesinlikle yeri yok.

  • Vitamini doğal yollarla aldırın

Pek çok anne baba çocuklarının bağışıklığını güçlendirici vitamin ve ürünleri, gerek kulaktan dolma bilgilerle gerekse arkadaşlarının tavsiyesiyle çocuklarında kullanma yoluna gidebiliyor. Ancak mutlaka önce doktorunuza danışın, kulaktan dolma bilgilerle hareket etmeyin. Aksi halde çocuğunuza fayda yerine zarar verebilirsiniz. En doğru olanının, gerekli vitamin ve mineralleri, sağlıklı ve dengeli beslenerek doğal yoldan almaları olduğunu unutmayın.

  • Dışarı çıkarın, hareket ettirin

Güneşli havalarda güneşin faydalarından çocuğunuzu mahrum bırakmayın. Parka, bahçeye çıkarın, hem temiz hava almasını hem güneşten faydalanmasını sağlayın. Evde hareketsiz bir yaşantıdan korumak için dışarıda bol bol hareket etmesine fırsat tanıyın. Bir spor aktivitesine kayıt ettirin. Egzersiz ve spor bağışıklık sistemini güçlendirdiğinden temiz havada yürüyüş, bisiklete binmek gibi faaliyet imkanları sunun.

  • Bulunduğu ortamı havalandırın

Bahar hastalıklarından korunmada çocuğunuzu kapalı ve kalabalık ortamlardan uzak tutmanız da çok önemli. Evinizde odaların, okulda ve kreşte sınıfının düzenli ve sık sık havalandırılması şart.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.