Bağımlılık Tedavisinde Yeni Yöntem

Bağımlılık tedavisinde kullanılmaya başlanan yeni yöntem sayesinde kişi bağımlılık yapan maddeyi bıraktıktan sonra tekrar kullanmaya başlarsa madde etkili olmuyor.

Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Kültegin Ögel, bağımlılık tedavisinde kullanılmaya başlanan ve etkisini 3 ay sürdüren "Bağımlılık Enjeksiyonu"nun en önemli özelliğinin, uyuşturucu alındığında etkisini nötralize etmesi olduğunu belirterek, "Dolayısıyla kişi bağımlılık yapan maddeyi bıraktıktan sonra tekrar kullanmaya başlarsa, uyuşturucu madde etkili olmamakta ve böylece kişi madde kullanmaya devam etmemektedir." dedi.

Ögel, Türkiye'de bağımlılık tedavisinde yaygın şekilde kullanılan "arındırma" adı verilen yöntemlerle kişinin uyuşturucuyu bırakmasının amaçlandığını söyledi.

Son yıllarda kişinin bağımlılık yapıcı maddeyi bırakmasının yanında tekrar kullanmamasının da büyük önem kazandığına işaret eden Ögel, kullanımı önlemek için psikososyal sorunları gidermek ve önleyici ilaçlar kullanmak gerektiğini aktardı.

Prof. Dr. Ögel, bu amaçla her iki basamağa da önem verdiklerini dile getirerek, şu bilgileri verdi:

"Her ikisi birlikte olduğu takdirde başarı oranı artmaktadır. Tekrar kullanmayı önleyecek farklı ilaçlar mevcuttur. Ancak her birinin artı ve eksileri vardır. 'Bağımlılık enjeksiyonu' adını verdiğimiz tedavinin en önemli etkisi, kişinin bedeninde 3 ay kalması ve bedene uyuşturucu girdiğinde bunun etkisini nötralize etmesidir. Dolayısıyla kişi bağımlılık yapan maddeyi bıraktıktan sonra tekrar kullanmaya başlarsa, uyuşturucu madde etkili olmamakta ve böylece kişi madde kullanmaya devam etmemektedir. Genelde hastalar ağızdan ilaç kullanımını uzun periyotta sürdüremedikleri için buradaki 3 ay etki çok önemlidir. Ayrıca bu ilacı bedene bir ameliyatla yerleştirme gerekliliği yoktur. Böylece ciltte yaralar oluşmamakta ve uygulamanın kolayca yapılabilmesi sağlanmaktadır. Öte yandan tedaviyle bağımlılık yapan maddenin etkisini ve bu maddeye duyulan isteği azaltabiliyoruz."

TÜRKİYE'DE 4-5 AYDIR UYGULANAN YÖNTEM

Prof. Dr. Kültegin Ögel, tedavide kullandıkları ilacın etken maddesinin uzun yıllardır kullanıldığını, bu kapsamda yeni olan gelişmenin, 3 aylık etki formu noktasında elde edildiğini anlattı.

Bu nedenle tedavinin artı ve eksilerini yakından bildiklerini dile getiren Ögel, yöntemin Avrupa'da da yeni olmakla birlikte Türkiye'de 4-5 aydır uygulandığını kaydetti.

Ögel, tedavinin özellikle eroin bağımlılarında etkin bir yöntem olarak öne çıktığına dikkati çekerek, şunları aktardı:

"Ancak onun dışında uyuşturucu madde veya alkol kullanan kişilerde de kullanım isteğini azaltmaktadır. Bu nedenle de yararlı olmaktadır. Bağımlılığın kesin bir tedavisi olmamakla birlikte iyi uygulandığı takdirde bu tedavinin bağımlılığın tekrarlamasını önlemede etkisi büyüktür. Bağımlılık tedavisi en az 12 ay sürmelidir. Bu nedenle öncelikle kişinin kullandığı bağımlılık yapıcı maddeden arınması ve sonrasında 12 ay temiz kalması çok önemlidir. Bu nedenle aileler, hastalarını tedaviye ikna etmekte, ilk temizlik dönemlerinin sağlanmasında rol alabilirler. Sonrasında ise enjeksiyonun 3 ayda bir tekrarlanmasını sağlamaları ve bunu 12 aya tamamlayacak kadar sürdürmeleri önemlidir. Avrupa ülkelerinde ve ülkemizde ruhsat alan bu ilacın bağımlılığın tedavisinde önemli bir yeri olacağına inanıyoruz. Ancak bütün ilaçlarda olduğu gibi ilaç doğru zamanda ve doğru yerde kullanıldığında etkin olur. Bu nedenle bir bağımlılık uzmanının önerisi olmadan kullanılmamalıdır."

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.