Azrail Aleyhisselam Kimdir?

Azrail ne demek? Azrail’in (a.s.) yapısı nasıldır? Azrail (a.s.) ölüm esnasında nasıl görünür? Azrail (a.s.) nasıl can alır? Azrail’in (a.s.) görevi, özellikleri, hakkında bilgi. Azrail (a.s.) nasıl ölecek?

Azrail dört büyük melekten can almakla görevli olan melektir.

AZRAİL NE DEMEK?

Azrail, “Allah’ın buyruğu ile insanların canını almakla görevlendirilen melek, alıcı, can alıcı” anlamlarına gelir.

AZRAİL’İN (A.S.) GÖREVİ

Azrail’in (a.s.) görevi ölüm sırasında canlıların ruhunu almak olduğu için “melekü’l-mevt / ölüm meleği” adıyla anılmıştır. Ayet-i kerimede buyrulur:

“Sizin için görevlendirilen ölüm meleği canınızı alacak, sonra Rabbinize döndürüleceksiniz.” (Secde, 11)

“O, kullarının üstünde mutlak hâkimiyet sahibidir. Üzerinize de koruyucu melekler gönderir. Nihayet birinize ölüm geldiği vakit (görevli) elçilerimiz onun canını alır ve onlar görevlerinde asla kusur etmezler.” (Enam, 61)

AZRAİL (A.S.) NASIL CAN ALIR?

Bir hadîs-i şerîfte şöyle buyrulmaktadır:

“Müslüman bir kimse âhirete yaklaştığı ve dünyadan ayrılma vakti geldiği zaman, ölüm meleği gelir ve başucuna oturur. Semâdan da melekler inerler; yüzleri güneş gibi parlaktır. Yanlarında Cennet kefenlerinden ve kokularından vardır. O şahsın önüne, baktığı yere otururlar. Ölüm meleği şöyle der:

«‒Ey huzura ermiş nefs! Rabbinin mağfiretine ve rızâsına kavuşmak için çık!»

O da bir su damlasının kaptan aktığı gibi kolaylıkla çıkıverir…

Fâcir (günahkâr) kimseye gelince; o da âhirete yaklaşıp dünyadan ayrılma vakti geldiğinde, ölüm meleği gelir ve başucuna oturur. Semâdan melekler inerler; yüzleri simsiyah ve ellerinde kıldan yapılmış, kaba ve sert giysiler vardır. Önüne, gözünün baktığı yere otururlar. Ölüm meleği:

«‒Ey pis ruh! Allâh’ın hiddet ve gazabına uğramak için çık!» der.

Ruh cesetten, kancalı ve çatallı bir şişin, ıslak yünün içinden çekilip çıkarılması gibi oldukça zor ayrılır. Onunla birlikte vücuttaki bütün damarlar ve sinirler de (sanki) kopar, (o derece ıztırap verir)…” (Bkz. Hâkim, Müstedrek, I, 93-95/107. Krş. Ahmed, IV, 287, 295; Heysemî, III, 50-51)

AZRAİL (A.S.) NASIL ÖLECEK?

"Ölüm meleğinin canını Allah Teâlâ alacaktır.

Nitekim rivâyet edildiğine göre Allah Teâlâ -her şeyi en iyi bildiği halde- tüm canlıların ölümünü gerçekleştirdikten sonra ölüm meleğine:

“Yarattıklarımdan kim kaldı?” diye sorar. Melek:

“Yâ Rabbi, kimin kaldığını sen daha iyi bilirsin; ama bu zayıf kulundan başka kimse kalmadı.” der. Bunun üzerine Allah:

“Ey ölüm meleği! Nebîlerime, rasüllerime, velîlerime ve kullarıma ölümü tattırdın. Ben bütün gaybları çok iyi bilen olduğum halde ezelî ilmimde şu hüküm verilmiştir: Zâtım hâriç her şey yok olmaya mahkûmdur. İşte şimdi de sıra sende.” buyurur.

Bunun üzerine melek şöyle yalvarır: “İlâhî, şu senin ölüm meleği kuluna merhamet et ve ona lütfunla muâmelede bulun! Çünkü o zayıftır.”

Allah Sübnânehû Teâlâ: “Sağ elini sağ yanağının altına koy, cennetle cehennem arasına yat ve canını ver!” buyurur. O da bu şekilde Allâh’ın emriyle ölür." (Ruhu'l-Beyan Tefsiri)

İslam ve İhsan

PEYGAMBERİMİZİN CEBRAİL VE AZRAİL ALEYHİSSELAM İLE KONUŞMASI

Peygamberimizin Cebrail ve Azrail Aleyhisselam ile Konuşması

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

  • Çok etkilendim gerçekten çok anlamlıydı

    Çok mükemmel olmuş emeğine sağlık

    Çok guzel bilgiler azrailin can alis sekli cok hosuma gitti

    ölüm olmasaydı dünya olmazdı

    MELEK-ÜL MEVT ÖLÜM MELEĞİDİR. PEKİ AZRAİL ADI NERDEN GELİYOR. AZRAİL MELEKTEN Mİ YOKSA CİNNİLERDEN Mİ GELMEK. CİNNİLERDEN GELMEK İSE NEDEN MELEK-ÜL MEVT E AZRAİL DİYORZ

    • Çok güzel anlatmışsınız ama neden ismi Azrail onu anlamıdım.

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.