Aziz Mahmud Hüdâyi Hazretleri'nin Kabul Olunan Duası

Azîz Mahmûd Hüdâyî Hazretleri’nin yaptığı ve herkes tarafından bilenen duâ... Bütün ulemâ ve evliyâ, bu duânın kabûl olduğunu, bu yola mensup olanların denizde boğulmadıklarını ve pek çok kimsenin de vefât günlerine yakın öleceklerini haber verdiklerini bildirdiler. İşte Azîz Mahmûd Hüdâyî Hazretleri’nin kabul olunan duâsı...

Sultan Ahmed Han, Azîz Mahmûd Hüdâyî Hazretleri’ne müstesnâ bir hürmet gösterir ve ikramda kusur etmezdi. Bir gün Azîz Mahmûd Hüdâyî Hazretleri ile sarayda sohbet ediyordu. Bir ara abdest tazelemek isteyen Azîz Mahmûd Hüdâyî Hazretleri için ibrik ve leğen getirdiler. Pâdişah, hocasına hürmeten ibriği eline aldı ve abdest suyunu kendisi döktü. Sultan Ahmed Hân’ın annesi de kafes arkasında havluyu hazırlamıştı. Vâlide Sultan bir ara kalbinden:

“Azîz Mahmûd Hüdâyî Hazretleri’nin bir kerâmetini görseydim!” diye geçirmişti.

HÜDÂYİ HAZRETLERİNİN KERAMETİ

Bunun üzerine Hüdâyî Hazretleri, Vâlide Sul­tân’ın gönlünden geçenlere vâkıf olarak:

“–Hayret! Bâzıları bizden kerâmet arzu ederler. Hâlbuki Halîfe-i Rûy-i Zemîn’in elimize su dökmesi ve muhterem vâlidelerinin de bize havlu hazırlamasından daha büyük kerâmet mi olur?” buyurdu.

Sohbet esnâsında Ahmed Han:

“–Efendim! Seyyid Abdülkâdir Geylânî Hazretleri’nin, kıyâmet günü talebelerine ve günahkâr mü’minlere şefâat edeceği hakkında rivâyetler var. Bu rivâyetlerin doğruluğu hakkında ne buyurursunuz?” diye sordu.

Azîz Mahmûd Hüdâyî Hazretleri hemen cevap vermedi. Bir müddet murâkabe hâlinde kaldıktan sonra:

“–Evet doğrudur! Abdülkâdir Geylânî Hazretleri, müntesiblerinden pek çok günahkâra şefâat edecektir!” buyurdu.

AZİZ MAHMUD HÜDÂYİ HAZRETLERİNİN DUÂSI

Pâdişah devam ederek:

“–Efendim! Acabâ zât-ı âlînizin de bizlere bir vaad ve müjdesi yok mudur?” diye sorunca, Mahmûd Hüdâyî Hazretleri ellerini kaldırıp:

“Yâ Rabbî! Kıyâmete kadar bizim yolumuzda bulunanlar, bizi sevenler ve ömründe bir kere türbemize gelip rûhumuza Fâtiha okuyanlar bizimdir... Bize mensub olanlar, denizde boğulmasınlar; âhir ömürlerinde fakirlik görmesinler; îmanlarını kurtarmadıkça ölmesinler; öleceklerini bilsinler ve haber versinler ve de ölümleri denizde boğularak olmasın!..” diye duâ eyledi.

(Bütün ulemâ ve evliyâ, bu duânın kabûl olduğunu, bu yola mensup olanların denizde boğulmadıklarını ve pek çok kimsenin de vefât günlerine yakın, öleceklerini haber verdiklerini bildirdiler.)

Ahmed Han, 1617 (h.1026) senesinde hastalandı. Sırtında bir yara çıkmıştı. Mâbeynci Mustafa, Sul­tân’ın vefâtından bir gün önce hu­zû­runda iken, Ahmed Hân’ın, odada görünmeyen bâzı kimselere dört defa:

“–Ve aleyküm selâm!” dediğini işitti.

Sebebini sorduğunda Sultan Ahmed Han:

“–Şu anda yanıma Hazret-i Ebû Bekr-i Sıddîk, Hazret-i Ömer, Hazret-i Osman ve Hazret-i Alî geldiler. Bana:

«–Sen dün­ya ve âhi­retin sultanlığını kendinde toplamışsın. Yarın Rasûlullah -sal­lâl­lâ­hu aleyhi ve sellem- Efendimiz’in yanında olacaksın!..» buyurdular.” cevabını verdi.

Hakîkaten ertesi gün bu dün­ya ve âhi­ret sul­tâ­nının hayatı, her fânî gibi nihâyete erdi.

Kaynak: Abide Şahsiyetleri ve Müesseseleriyle OSMANLI, Osman Nuri Topbaş, Erkam Yayınları, 2013

HÜDAYİ HAZRETLERİ'NİN DUASI

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

  • Şu an 17 yaşındayım .Tam 7 yaşında ailem 4 kere götürdü beni öyle bir içtenlikle fatiha okudum ki şilede o insanların cesedinin çıktığı yerde ben boğulup ölmekten kurtarıldim.Bunun farkına sonradan vardım.Allahım beni kurtaracaksın inanıyorum diyip kendimi teslim ettim ve beni zatın duasının yüzü suyu hurmetine kurtardı.

    ALLHÜ TEALA C.C HAZRETLERİ NİYETİMİ KABUL EYLEDİ VE YAŞATTI KENDİ ŞEYHİM İSTANBULDA İDİ ONU ZİYARETE GİDERKEN MÜBAREĞİNDE TÜRBESİNE GİDİP FATİHA OKUMAYI NASİP ETTİ ELHAMDULİLLLAH.

    Gidin gorun derim facebook uzerinden mustafa efe hocayı takip edin kendisi aziz mahmut hudayi camiinin hatibidir. persembe yatsı namaxı cuma sabah namaxı ve pazartesi sqbah namazindq zikir söleni var, face uzerinden takip ederseniz canlı yayın yapılıyor sizde nasiplenireşniz

    Allahım beni ve ailemi de gitmeyi nasip eyle

    Allahım banada gitmeyi ve dua etmeyi nasip et Yarabbim

    ALLAH ONDAN RAZI OLSUN ...

    • ÇOK BÜYÜK MUHTEREMİŞ.ADINI DUYDUM DU,MEVLAM NASİP ETTİ.ÇOK GÜZEL DUYGU.

    RABBIM SEFATINE nail eylesin amim

    Amin

    O zatın mübarwğin kabirlerini üsküdarda ziyaret ettim gerçekten böyle bir tabela vardı,orada sabah namazıvakti bulundum türbe açıldıkalabalıktıkadınlar yoğun ilgi gösteriyorkimisi ağlıyor ve dua ediyordubelliki herkesin gönlünde yeşeren dünya ve ahiretine dair istekleri vardı ve manevi atmosferinde verdiği bir huşuile orada isteklerini sıralıyorlar kabrin etrafında dönerek geçiyor arkadan gelenler devam ediyorlardı zatı halim gönülden dua eylemek istedi köşeye çekildim kabrin önünde durma doya doya dua etme imkanı bulamamıştım zatın mübareğin aileside aynıyerde defne dilmişti insanlar bir çok ilden bir dua için gelmişlerdi,köşede duamı yaptım kalbime o esnada beş öğüt diye düştü dediki namazını vaktinde kıl,dosdoğru ol,asla yalan söyleme,fazla uyma,insanlara yardımcı ol,her zaman iyiliği tavsiye et. Böyle kalbime beş öğüt diye düştü dilerimki gidemeyenlere gitmek nasip olsun.

    Şükür bize nasib oldu ziyaret rabbim sefaatine nail eylesin insaallah..insaallah herkese nasib olur..

    • Allah razı olsun samedim kardeşim inşallah bize de nasip olur qörmedim insallah

    Bende aziz Mahmud Hüdai hz kabrini ziyaret etmek çok istiyorum ama çok istiyorum bir türlü gidemedim manevi mihmandarımız Eyüp Sultan hz cihan padişahı fatih Sultan Mehmet Muhammed hanın hz bizim manevi değerlerimiz isimleri zikir edildikçe insan büyük manevi güç duyuyorum Rabbim onlardan razı olsun şefaatlarine nail eylesin amin inşallah

    Yüce mevlam sefaatlarina bizleri nail eylesin.her fırsatta kabrini ziyaret etmeyi canı gönülden istiyorum. Önce aziz mahmut hüdayi hazretlerinin kabri sonrada istanbulun manevi sultani Eyüp Sultan Hz kabrini ziyaret etmek insanı manevi bir huzura sürüklüyor

    sübhanAllah. hz Ebubekir hzAli hzOmer hzOsman sadece ona gorunur sekilde dunyaya inmisler.masAllah ya.bende Allah kismet ederse gitmeye karar verdim boyle bir zatin makamina gidip duasini almamak buyk kayip olur

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.