Ayasofya'da Tarihi Anlar! Hasret Bitiyor

Ayasofya Camiî, Ramazan ayında tarihi anlara sahne olacak. Camide 30 gün boyunca Kur'ân-ı Kerîm okunacak.

TRT Diyanet TV, on bir ayın sultanı Ramazan ayında, çekimlerini İslam alemi için önemli bir yere sahip Ayasofya'dan gerçekleştireceği, “Bereket Vakti Ayasofya” isimli sahur programı hazırladı.

30 GÜN BOYUNCA KUR'ÂN-I KERÎM OKUNACAK

TRT Diyanet TV, Ramazan ayı boyunca 02:00 da ekranlarda olacak, “Bereket Vakti Ayasofya” isimli sahur programında birçok ilki gerçekleştirerek unutulmaz bir prodüksiyona imza atacak. İslam dünyasında önemli bir yere sahip olan ve dünyanın 8. Harikası olarak nitelendirilen Ayasofya'dan, 30 gün boyunca TRT Diyanet TV izleyicilerine Kur'ân-ı Kerîm ziyafeti verilecek.

"Gelin Gönüller Yapalım" temasıyla;  Ramazan boyunca  İslam kardeşliği, hak ve adalet bilinci, birlik şuuru, yardımlaşma ve dayanışmaya dair samimi sohbetlerin gerçekleştirileceği programın sunuculuğunu Ali Bektaş yapacak. Prof. Dr. Necdet Çağıl ve Tarihçi Dursun Gürlek ise sohbetleri ile programa zenginlik  katacak.

916 YIL KİLİSE, 482 YIL CAMİ OLARAK KULLANILDI

Ayasofya'nın yapımına 23 Şubat 532'de başlandı, 5 yıl 10 ay gibi kısa bir sürede tamamlanarak büyük bir törenle, 27 Aralık 537'de ibadete açılan ve 916 yıl kilise olarak hizmet veren yapı, 1453 yılında Fatih Sultan Mehmed tarafından İstanbul'un fethiyle camiye çevrilerek 482 yıl cami olarak kullanıldı. Ayasofya halen müze olarak kullanılıyor.

GEÇEN YIL İLK KEZ KUR'ÂN-I KERÎM OKUNMUŞTU

Hz. Muhammed'in (sas) doğumunun 1444. yılında, 2015 Kutlu Doğum Haftası etkinlikleri kapsamında, "Doğumunun 1444. Yılında Hz. Peygamber" temalı Aşk-ı Nebi Ayasofya Sergisi açılmıştı.

Açılış töreninde, Ankara'daki Ahmet Hamdi Akseki Camiî İmam Hatibi Ali Tel Kur'ân-ı Kerîm okumuştu. Bu, 85 yıl sonra bir ilk olarak kayıtlara geçmişti.

Kaynak: Haber 7

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.