Ayak Şişmesinin Beş Nedeni!

Gün sonunda ayakların davul gibi şişiyorsa, bu durumun nedenlerine göz atmalı ve sorunu ortadan kaldırmalısın.

Ayakların şiştiği zamanlarda ayakkabılarını her giyişin adet mkün.

1- Tüm gün ayaktaydın

Eğer tüm gün dolanıp durduysan, ayakların elbette şişebilir. Ayakta durarak ya da yürüyerek uzun zaman geçirmek, ayaklarda şişkinliğe neden oluyor. Düzenli aralıklarla mola vermen ise ayaklarını rahatlatacaktır. Molalarda ayaklarını kaldır (mümkünse kalp seviyesine kaldır); böylece dolaşımın düzenlenecektir. Ayaklarındaki şişlik ise gece uykuya daldığında geçecektir.

2- Ayakkabıların çok sıkıyor

Yüksek topuklulara bayılıyor musun? Herhalde ayak sağlığın açısından çok da sağlıklı olmadıklarını da biliyorsundur. Ayakkabılarının ayaklarını bilekten sıkması ya da ayak parmaklarını sıkıştırması, sıvı akışını engeller ve buna bağlı olarak da ayaklarında şişme meydana gelir. Ayakkabı seçerken üç noktaya dikkat etmen gerek: Destekleme, yastıklama ve şok emilimi.

3- Biraz kilo aldın

Kilonda meydana gelen artış, ayaklarının taşıdığı ağırlığın artması nedeniyle şişkinliğe neden olabilir. Bu durum aynı zamanda hamilelik (özellikle de son ayları) için de geçerli. Hamilelik sırasında vücudun bebeğini besleyebilmek için sıvı ve kan konusunda %50’lik bir artışa gidiyor ve bu da ayak numarasının büyümesine neden olabiliyor. O yüzden, bu dönemde daha rahat ayakkabılar tercih etmen gerek.

4- Dolaşım problemin var

Eğer sayılan hiçbir neden yoksa ve ayakların şişmeye devam ediyorsa, o halde varis ya da benzer dolaşım sorunları söz konusu olabilir. Doktorundan randevu alarak durumun aydınlatılmasını ve tedavi edilmesini sağlayabilirsin.

5- Enfeksiyon söz konusu

Ayaklarda meydana gelebilecek bakteri ya da mantar kaynaklı enfeksiyonlar inflamasyona yol açarak ayaklarda şişme meydana getirebilir. Doktoruna danışmalı ve enfeksiyonun giderilmesini sağlamalısın.

Kaynak: Women's Health

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.