Avusturya'da Yüzlerce Cami Kapatılabilir

Avusturya'da camiîler, dernek statüsündeki camilerin kapatılmasını öngören "İslâm Yasası"nı Anayasa Mahkemesi'ne taşıdı.

Avusturya Türk İslâm Birliği (ATİB) ve 60 ayrı dernek, dernek statüsündeki camilerin kapatılmasını öngören "İslâm Yasası"nın ilgili maddelerinin iptal edilmesi için Anayasa Mahkemesi'ne ikinci başvuruyu yaptı.

CAMİÎLER KAPATILMA TEHLİKESİYLE KARŞI KARŞIYA

ATİB tarafından dernekler adına yapılan ortak açıklamada, "Yüzlerce İslâmi dernek ve caminin resmi makamlarca kapatılacağı" bildirildi.

Açıklamada, "İslâm Yasası'nda bulunan maddeden dolayı yüzlerce İslâmi dernek ve cami, idari kararla İçişleri Bakanlığı tarafından kapatılmayla karşı karşıya. Neticesinde amaçları İslâm dini öğretisini yaymak olan dernekler 1 Mart 2016 tarihi itibariyla İslâm Yasası'nın gerekli maddesine binaen İçişleri Bakanlığı kararnâmesiyle kapatılacaktır" denildi.

Hükümetin Avusturya İslâm Cemaati üzerinden dini faaliyetleri tek elden kontrol etmek istediği belirtilen açıklamada, bunun getireceği ciddi endişeler nedeniyle Anayasa Mahkemesi'ne dava açtıkları belirtildi. Açıklamada, "Ciddi anayasal endişeler bulunduğundan dolayı ATİB'in yanı sıra 60 başka dernek Anayasa Mahkemesi'ne maddelerin tekrar incelenmesi için itiraz başvurusunda bulundu" ifadeleri kullanıldı.

CAMİLER TÜZEL KİŞİLİĞE GEÇMEYE ZORLANIYOR

İslam Yasası'na göre dernek olarak faaliyet gösteren camiler, devlet kontrolündeki Avusturya İslam Cemaati altında tüzel kişiliğe geçmeye zorlanıyor.

Tüzel kişiliği kabul etmek istemeyen camiler ise dernek olarak varlıklarını devam ettirmelerinin "anayasal ve uluslarası hukuktan doğan bir hak" olduğunu iddia ediyor. Yasaya göre dernek statüsündeki camiler, Mart 2016'ya kadar ya tüzüklerini değiştirmek zorunda ya da kapatılacak.

Yaklaşık 600 bin Müslümanın yaşadığı Avusturya'da, dernek statüsünde 300'ün üzerinde cami bulunuyor.

ATİB Başkanı Fatih Karadaş, Temmuz 2015'te İslâm Yasası'ndaki derneklerin kapatılmasına ilişkin maddeyi Anayasa Mahkemesi'ne taşıdıklarını ancak hükümetin işi sürüncemede bırakmak üzere itirazda bulunduğunu söyledi.

Hükümetin, iptali istenen madde ile bağlantılı diğer maddelere yönelik itirazlar olmadığını ileri sürerek iptal isteminin reddedilmesini talep ettiğini vurgulayan Karadaş, diğer bağlantılı maddeleri de kapsayacak şekilde başvuruyu genişleterek yenilediklerini kaydetti.

Hukuki haklar çerçevesinde başvuru yaptıklarını vurgulayan Karadaş, "Böyle giderse yasaya göre camiîlerimiz Mart 2016'dan itibaren kapatılacak. Anayasa Mahkemesi'nin bir an evvel karar vermesini bekliyoruz" dedi.

İslâm Yasası'nın, "Avrupa İslâmı" projesi kapsamında ortaya çıkmış bir model olduğunu belirten Karadaş, "Türkiye'nin ve Müslümanların Avrupa'daki etkisini azaltmak ve hatta yok etmek istiyorlar" diye konuştu.

AKADEMİSYENLER KAYGILI

Avusturyalı akademisyenler de din ve örgütlenme özgürlüğü ile eşitlik haklarını ihlal eden maddeler barındıran "İslâm Yasası'nı eleştiriyor.

Viyana Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Stefan Schima, geçtimiz ay yaptığı açıklamada, çoğu anayasa hukukçularının, İslâm Yasası'ndaki bazı maddelerin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edileceğine inandığını söylemişti.

İSLÂM YASASI

Avusturya Meclisi'nde 25 Şubat 2015'te kabul edilen İslâm Yasası'nda, din ve örgütlenme özgürlüğü ile eşitlik haklarını ihlal eden maddeler bulunuyor.

Yasada, "Müslümanlara yönelik genel şüphe, yurt dışından gelen imamların engellenmesi, Bakanlar Kurulu'nun cemaatlerin tanıması ve lağvedilmesinde yetkili olması, imam yetiştirilmesinde cemaatin yetkisiz bırakılması, dernek bünyesindeki camilerin tüzel kişiliğe geçmeye zorlanması, dini etkinliklerin güvenlik gerekçesiyle iptal edilebilmesi ve devletin, cemaatler üzerindeki kontrolünün artırılması"na ilişkin maddeler eleştiriliyor.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.