Avustralya'da Geelong Şehrinin Tek Camisi Yakıldı

Avustralya’nın Victoria eyaletindeki Geelong şehrinin tek camisi kundaklandı.

Geelong Manifold Heights semtinde bulunan ve 1993 yılında bölgede yaşayan Müslümanlarca satın alınan bir kilisenin dönüştürülmesiyle hizmet vermeye başlayan Geelong Camisi'nde bu sabaha karşı yangın çıkarıldı.

Caminin yangında büyük hasar gördüğü belirtildi. Faillerin İslam karşıtları mı yoksa ekim ayından bu yana kiliseleri yakanlar mı olduğu bilinmiyor.

Victoria Polis Müfettişi Graham Banks, caminin kasıtlı olarak hedef alındığını düşünmediklerini, olayın kentteki kilise yangınlarıyla bağlantısı olabileceğini söyledi. Kilise camiye dönüştürülürken dışının orijinal halde bırakılması polisin tahminlerini güçlendiriyor.

"SADECE BİR CAMİMİZ VARDI O DA YANDI"

Geelong Camisi’nde dört yıldır imamlık yapan Pakistan kökenli Muhammed Ramzan, yaptığı açıklamada, "Sadece Müslümanlar için değil burada yaşayan toplumlar için de çok trajik ve üzücü bir olay. Geelong Manifold Heights'ta sadece bir camimiz vardı, o da yandı." dedi.

İmam Ramzan, bu gelişme karşısında yılmayacaklarını söyleyerek "Güçlü bir toplumumuz var, camiyi yeniden inşa etmeye kararlıyız." dedi.

Bölgedeki cami cemaati ve farklı inançlardan herkesin birbiriyle iyi ilişkiler içerisinde olduğunu belirten Ramzan, "Avustralya güzel insanların bulunduğu güzel bir memleket. Bu tür çirkin olaylar bizi daha da güçlendirir. Camimizi tekrar restore eder yeniden yaparız." diye konuştu.

Geelong Camisi'nin bölgeye değer kattığını ve herkes tarafından saygıyla karşılandığını söyleyen Avustralyalı Richard Ryan, ‘‘Bu bölgede yaşıyorum ve yaşanan bu olay oldukça üzücü." ifadesini kullandı.

ANGLİKAN KİLİSESİ'NDEN CUMA NAMAZI TEKLİFİ

Geelong kentindeki tek caminin yakılmasının ardından bölgedeki Müslümanlara birçok kesimden destek gelirken, Anglikan Kilisesi cuma namazı için kilise salonunun kullanıma hazır olduğunu açıkladı. Piskopos Philip Huggins, Anglikan Kilisesi olarak ellerinden gelen yardımı yapmaya hazır olduklarını belirtti.

Avustralya’da son yıllarda özellikle Müslüman kadınlar, Müslümanlara ait okullar, camiler ve dini mekanlar İslam karşıtlarının saldırılarına maruz kalıyor. Ülkedeki az sayıda İslam karşıtı camilerin yapılmasına karşı çıkarak helal ürünlerin yasaklanmasını istiyor. Ancak toplumun geneli bu tür grupların yaptıkları gösterilere karşı gösterilerle cevap vererek Müslümanlara destek veriyor.

Kaynak: Dünya Bülteni

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.