Avrupa'ya Ders Niteliğinde Mesajlar

Dış politika gündemi açısından hareketli bir ayı daha geride bıraktık. İslam İşbirliği Teşkilatı’nın İstanbul’da gerçekleşen 13. zirvesi gerek katılım gerekse alınan kararlar açısından teşkilatın tarihe geçen zirvelerinden biri oldu.

Suud Kralı Selman’ın Türkiye ziyareti bir müddettir dikkatleri üzerine çeken Ankara-Riyad arasındaki işbirliğini daha ileriye taşıması açısından oldukça önemliydi…

Bir taraftan Suudi Arabistan ile ilişkisini derinleştiren Ankara, Riyad yönetiminin rekabet halinde olduğu İran ile de birçok alandaki görüş ayrılığına rağmen yakın temas halini sürdürdü. İran Cumhurbaşkanı Ruhani’yi Ankara’da ağırlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mezhebi gerginlikleri sona erdirebilme ve denge politikası çerçevesinde verdiği mesajlar bir hayli gündem oldu...

Sıkıntılarla dolu Türkiye Avrupa Birliği ilişkilerindeki gündem ise Avrupa Parlamentosu’nun tartışılan Türkiye raporu oldu. PKK terörünü görmeyen, Türkiye’nin terörle mücadelesine şüphe düşüren bir dilin hâkim olduğu raporda insan hakları ihlalleri ve ifade özgürlüğüne yönelik eleştiriler ön plandaydı.

Öte yandan Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Strasbourg'da Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'nde hem Avrupalılara hem içerideki yabancılaşmış çevrelere verdiği ders niteliğindeki mesajlar bir hayli yankı buldu…

Suriye’de ABD’nin terör örgütü PYD ile yürüttüğü kirli pazarlık, eski müttefikler Esed rejimi ile  PYD’nin alan hakimiyeti kavgası, artık anlamsız hale gelen ateşkes ve Cenevre’de tıkanan görüşmeler geçen ayın Suriye gündeminde öne çıkan gelişmelerindendi…

Kaynak: Beytullah Demircioğlu, Altınoluk Dergisi, 363. Sayı, Mayıs 2016

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.