Astım Hastalarının Korkulu Rüyası Lodos

Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Karadağ, lodoslu havalardan özellikle astım hastalarının olumsuz etkilendiğini belirterek, vatandaşları uyardı.

Uludağ Üniversitesi (UÜ) Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Karadağ, lodoslu havalardan özellikle astım hastalarının olumsuz etkilendiklerini, bu dönemlerde astım nöbetleriyle acil servislere başvuruların arttığını söyledi.

Karadağ, yaptığı açıklamada, rüzgarların estikleri yönlere göre farklı özellikler gösterdiklerini anımsattı.

Mevsimsel özellikler ve hava durumunun insan sağlığı üzerinde son derece önemli etkilerinin bulunduğunu vurgulayan Prof. Dr. Karadağ, şöyle devam etti:

"Lodos estiği zaman havada partikül, kükürtdioksit miktarında bir azalma var ama nem oranı da azalıyor, hava sıcaklığı da artıyor. Nem oranının azalması, hava sıcaklığının artması insan sağlığı açısından son derece önemli sıkıntılara neden oluyor. Soluduğumuz havanın nemi, ısısı ve içerisindeki maddeler insan sağlığı açısından birçok şeyi belirler. Özellikle uzak yerlerden, güneybatıdan esen lodos rüzgarlarının getirdiği çöl tozlarından tutun da birçok polen ve mantar sporları o havayı soluyan insanların sağlığı üzerinde önemli etkilere neden olur."

LODOS NEFES DARLIĞI ARTIRICI ETKİ YAPIYOR 

Mehmet Karadağ, lodoslu havalarda solunum sistemi sıkıntısı olan, özellikle astım hastası olanların normal hallerinden farklı bir duruma geçtiklerini ifade ederek, şunları kaydetti:

"Lodos, nefes darlığı çeken hastalarda ne yazık ki nefes darlığı artırıcı etkiler yapıyor" diyen Prof. Dr. Karadağ, "Lodoslu havalarda özellikle polenlere karşı alerjisi olanların dışarıya çıkmamalarını öneriyoruz. Lodosun getirdiği başka sorunlar da var. Lodoslu havalarda rüzgar ters estiğinden, dumanın çekmediğini ve evin içine yayıldığını görüyoruz. Ne yazık ki her yıl karbonmonoksit zehirlenme vakaları ile karşı karşıya kalıyoruz. O nedenle lodos estiği zaman vatandaşların dikkatli olması lazım" değerlendirmesinde bulundu.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.