Asr-ı Saadet'te Sır Tutma Terbiyesi

Her tür emanetin ehline verilmesi ne kadar mühimse, sırrın teslim edileceği kişiye de öyle itina gösterilmelidir.  Bu anlamda Asr-ı Saâdet’te sır tutma terbiyesinin çocuk yaşta verilişi bize en güzel misaldir.

Sözlerin bir anda bütün dünyaya ulaşabildiği iletişim çağının şâhitleri olan bizler, bu iletişimin Rabbimizin rızasına uygun olanını seçmekle mükellefiz.

“-Ya hayır söyle, ya sus!” (Hâkim, IV, 319/7774) buyurarak “cevâmiü’l-kelîm” sıfatını en güzel şekilde sergileyen Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in yolumuzu aydınlatması için; hayat yolculuğumuzu O’nun rehberliğinde adımlamaya muhtacız. Mü’minûn Sûresi’nin ilk âyetlerinde maddelenen, hakiki mü’minin hususiyetlerinden biri de “emanete riâyet”… Ciltler dolusunca izah edilebilecek geniş bir kavram olan “emanet”in sadece bir yönüne, ana hatlarıyla değinmek istiyorum ki; o da “sırrı muhafaza”.

Her tür emanetin ehline verilmesi ne kadar mühimse, sırrın teslim edileceği kişiye de öyle itina gösterilmelidir. Aksi takdirde gönül kırgınlıkları, pişmanlıklar, âile içi ya da âileler arası huzursuzluklar baş gösterebilir ki; bu da saâdete vurulan en büyük darbelerden biridir.

Bize başkasının sırrını anlatıveren kişinin, bu alanda güvenilir olmadığını anlamak zor değildir meselâ… Bu tip bir diyaloğun başladığını fark ettiğimizde, dinlemek istemediğimizi açıkça belirtmeli; muhatabımızın bu ayıbı işlemesine ortak olmamalıyız. O, belki bize olmasa başkasına anlatacaktır; ama biz böyle bir ihanete sessiz kalmamalıyız. Pratikte yaşanansa; şeytanın ve nefsin de kışkırtmasıyla, değil engel olmak, meraklı sorularla konuyu açarak, anlatılanları ilgiyle dinlemek şeklinde gerçekleşmekte maalesef...

SIR TUTMA TERBİYESİ

Asr-ı Saâdet’te sır tutma terbiyesinin çocuk yaşta verilişine en güzel misali, Hazret-i Enes -radıyallâhu anh-’da görmekteyiz. Hâdise şöyledir:

Bir gün Enes bin Mâlik -radıyallâhu anh-’ı, Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz bir yere gönderdiğinde eve geç gelmişti. Annesi Ümmü Süleym -radıyallâhu anhâ-:

“-Eve niçin geç geldin?” dedi. Hazret-i Enes de:

“-Peygamberimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- beni bir işe gönderdi.” dedi.

Annesi:

“-Nedir o iş?” deyince:

“-O, aramızda gizli sırdır.” diye cevap verdi. Bunun üzerine annesi:

“-Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in sırrını iyi muhafaza et!” dedi.

Bir de ecdâdımızdan bir hatırayı tebessümle yâd edelim:

Yavuz Sultan Selim, birçok Osmanlı padişahı gibi, devletin selâmeti için sefer hazırlıklarını gizli tutarmış. Bir keresinde, vezirlerinden biri ısrarla seferin yapılacağı ülkeyi sorunca, Yavuz ona:

“-Sen sır saklamasını bilir misin?” diye sormuş.

Vezir, Yavuz’dan cevap alacağı ümidiyle:

“-Evet, Hünkârım, bilirim!” dediğinde, Sultan Yavuz cevabı yapıştırmış:

“-Ben de bilirim.”

Kaynak: Didar Meltem Erdem, Şebnem Dergisi, Sayı: 41

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.