Arkadaş Seçiminde Tek Şart

İnsanı, doğru yola da yanlış yola da götüren, ekseriyetle, beraberinde bulunup ülfet ettiği arkadaşlarıdır. Peki Arkadaş seçimi nasıl olmalı? Arkadaş seçerken nelere dikkat etmeliyiz? İşte arkadaş seçiminde dikkat etmemiz gereken tek şart...

Abdülkâdir Geylânî Hazretleri buyurur:

“Ey oğul! Nefsine karşı cihâdında sana yardım eden kimseyle arkadaş ol, onun sohbetinde/dostluğunda bulun. Nefsinin azmasına yardım edenle arkadaş olma!”

İnsanı, doğru yola da yanlış yola da götüren, ekseriyetle, beraberinde bulunup ülfet ettiği kimselerdir. Nitekim hadîs-i şerîfte;

“Kişi dostunun dîni üzeredir. Onun için her biriniz kiminle dostluk ettiğine dikkat etsin!” buyrulmuştur. (Ebû Dâvûd, Edeb, 16/4833)

EN HAYIRLI DOST KİMDİR?

En hayırlı dost; “Gel kardeşim! Fırsat eldeyken Allah için bir sâlih amel daha işleyelim, tembelliği bırakıp biraz daha kulluk gayretimizi artıralım…” gibi, hayırlı teşvik ve tavsiyelerle bulunan sâlih kimsedir.

Nitekim Tâbiîn neslinden Bilâl bin Sa‘d-rahmetullâhi aleyh-şöyle buyurmuştur:

“Senin dindarlığını artıran dost, her karşılaştığında avucuna bir altın koyan dosttan daha hayırlıdır.”

Dostun en fenâsı ise; “Gel arkadaşım! Fırsatımız varken dünyadan biraz daha zevk almaya bakalım, günümüzü gün edelim, bir daha mı dünyaya geleceğiz, eğlenip bugünlerin tadını çıkaralım…” diyerek gaflet ve nefsâniyete çağıran sefih kimsedir.

Unutmayalım ki bizi yoldan çıkarmak için yüzümüze gülüp iltifat eden, nefsimizin hoşlandığı şeylere davet eden biri, hakîkatte bizim dostumuz değil, ebedî hüsrâna uğramamızı isteyen hasmımızdır.

Buna mukâbil, bizi doğru yola getirmek için nefsimizin hoşlanmadığı sözlerle de olsa îkazda bulunan biri; bizim gerçek saâdetimizi, ebedî kurtuluşumuzu, velhâsıl iyiliğimizi isteyen hakîkî dostumuzdur.

EN SEVDİĞİM KİMSE

Nitekim Hazret-i Ömer -radıyallâhu anh-:

“En çok sevdiğim kimse, bana ayıp ve kusurlarımı haber verendir.” buyurmuştur.

MESNEVİ'DEN HİKMET DOLU BİR KISSA

Mevlânâ Hazretleri’nin Mesnevî’sinde de hikmet dolu bir hikâye nakledilir:

Adamın biri uyurken ağzına bir yılan girer. Bunu gören ârif bir zât, o adamı kusturup içindeki yılanı çıkarmak için, ona niçin yaptığını söylemeden türlü cefâlar eder. Çünkü izah ederse, adam büsbütün korkup hâlini ıslâha mecâli kalmayacaktır. O ârif zât, içindeki yılandan haberi olmayan gâfil adamın acı sözlerine ve ağır hakaretlerine aldırış etmeden onu kusturabilmek için çürük meyveler yedirir, kamçısıyla vurur, kaçan adamı atıyla kovalar. Nihayet koşmaktan bîtap düşen adamcağızın safrası kabarır ve içindeki çürük meyvelerle beraber yılanı da kusar. İçinden çıkan kapkara yılanı gören adamcağız, bu defa o ârif zâta medyun ve minnettar olur. Gâfilâne söylediği acı sözleri için o sâlih kulun ayağına kapanıp af diler.

Anlaşılacağı üzere kıssadaki yılan, nefsi temsil etmektedir. Kişiyi nefsin tehlikelerinden koruyup onun hâlini ıslah edebilmek için -acı bir tedavi uygulasa da- onu ebedî acılardan kurtarmaya çalışan mânevî rehber ise ömürlük bir teşekküre lâyık olan sâlih bir dosttur.

Gâfil insan, iç dünyasında çöreklenmiş yılanların farkında olmaz. O yılanları bertaraf etmeden de onların ne kadar tehlikeli olduğunu idrâk edemez.

NEFSİN TUZAKLARINDAN KURTARACAK DOST

Hazret-i Mûsâ -aleyhisselâm- zamanında gizli ilimler ve bilhassa sihirbazlık ilerlemişti. Bu sebeple Hazret-i Mûsâ da asâsını meydana attığı vakit, o bir yılan şeklinde gözükmüştü.

Tasavvuf ulemâsı, Hazret-i Mûsâ’nın asâsının -işârî mânâda- nefse delâlet ettiğini söylemişlerdir. Hazret-i Mûsâ, o asâya dayanıyordu. Cenâb-ı Allah onu attırınca, nefsinin ne büyük bir canavar olduğunu öğrendi ve ürktü. Çünkü Rabbi her şeyi en iyi bildiği hâlde Hazret-i Mûsâ’ya sormuştu:

“–Elindeki nedir?”

“–Asâdır, yâ Rabbi!”

“–Onunla ne yapıyorsun?”

“–Ona dayanıyorum…”

“–Ben’den başka dayanacak, sığınacak bir şey olmadığını bilmiyor musun? At onu elinden!..”

Hazret-i Mûsâ asâsını atınca, nefsin hakîkatini koca bir yılan sûretinde görmüştü. Fakat o büyük peygamber, nefsini ıslâh edip onun hakîkatini idrâk etmesi neticesinde, o asâ ile kavmine kurtuluş yolunu açmış ve Firavun’un sihirbazlarını âciz bırakmıştı…

Velhâsıl gerçek bir dost; seni nefsinin tehlikeli tuzaklarından kurtaran dosttur. Mânevî ve ebedî hayatının selâmetini, maddî ve fânî menfaatlerinden önde tutan kimsedir. Bu uğurda, gerektiğinde nefsinin hoşlanmayacağı nasihatlerde bulunmaktan çekinmeyen kişidir. Dolayısıyla o sâlih dosttan gelen acı îkazların bile aslında rûha şifâ ve rahmet reçetesi olduğunu unutmayıp onu baş tâcı etmek gerekir. Böyle sâdık bir dostu bulan kimse, en büyük serveti bulmuş demektir.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Altınoluk Dergisi, 2018 – Ocak, Sayı: 382, Sayfa: 032

İslam ve İhsan

KİMLERLE ARKADAŞLIK ETMEMELİYİZ?

Kimlerle Arkadaşlık Etmemeliyiz?

ARKADAŞ SEÇİMİNİN ÖNEMİ NEDİR?

Arkadaş Seçiminin Önemi Nedir?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.