Arakanlı Aile Yaşadıkları Katliamı Anlattı

Myanmar'ın Arakan eyaletinde ordu ve Budist milliyetçilerin saldırılarından kaçarak Türkiye'ye gelen Royinga ve ailesi yaşadıkları katliamı anlattı.

Myanmar'ın Arakan eyaletinde ordu ve Budist milliyetçilerin saldırılarından kaçarak Türkiye'ye gelen Royinga ailesi, yerleştikleri Manisa'da hayata tutunmaya çalışıyor.

Ülkelerindeki saldırılardan kaçarak 15 günlük zorlu bir yolculuğun ardından Türkiye'ye ulaşmayı başaran Muhammad Shafiq Royinga ile eşi Asma Royinga, çocukları Muhammad Shahroukrh Royinga (6), Sahereh Royinga (3) ile yaklaşık 2 ay önce Manisa'ya geldi.

ANNESİ, BABASI VE KARDEŞLERİNİ BUDİSTLER ATEŞE ATTI

Manisa İnsani Yardım Derneği tarafından Şehzadeler ilçesi Dilşikar Mahallesi'nde bir eve yerleştirilen aile, derneğin ve çevredeki vatandaşların kendilerine sağladığı yardımlarla ihtiyaçlarını giderebiliyor.

Ülkelerinde yaşadığı zorlukları anlatan Muhammad Shafiq Royinga, sadece Müslüman oldukları için Myanmar ordusu tarafından kendilerine zulüm yapıldığını annesi, babası ve kardeşlerinin budistlerce öldürülerek ateşe atıldığını, annesinin ve kardeşlerinin cenazesini dahi göremediğini söyledi.

Royinga, zorlu bir yolculuğun ardından eşi ve 2 çocuğuyla Hindistan'a ulaştığını belirterek, "Hindistanda da bizi sınırdan geri gönderdiler. Geri gitsek Budistler öldürüyor. Ne yapacağımızı bilemedik. Kaçak olarak 15 gün süren aç ve susuz zorlu bir yolculuğun ardından Irak'a geldim. Oradan Türkiye'ye geldim. Sırf Müslüman olduğum için ayağımı kırdılar. Orada Müslümanlara iş yok. Çocuklarımızı gönderebileceğimiz bir okul yok. Çocuğuma süngü batırdılar. Şu an bile başında ve karnında izleri duruyor." dedi.

KATLİAM RÜYALARIMIZA GİRİYOR

Muhammad Shafiq Royinga, yaşadıkları vahşetin rüyalarına girdiğini, uykudan korkuyla uyandıklarını ifade ederek, şöyle konuştu:

"Akşamları uyuduğumuz zaman benim ve eşimin anne, baba ve ailemize yapılanlar rüyamıza giriyor. Çok korkuyoruz. Uyumakta problem yaşıyoruz. Budistler Myanmar'da özellikle erkeklere çok problem çıkartıyor ve erkekleri istemiyorlar. Kadınları ise köle pazarında satıyorlar."

TÜRKİYE'DEN ALLAH RAZI OLSUN

Geldiği Türkiye'de tanımadığı insanlar tarafından iyi bir şekilde karşılandığını kaydeden Muhammad Shafiq Royinga, "Türkiye çok iyi. Türkiye Cumhurbaşkanı ve Türk insanları başta olmak üzere bizlere yardımcı olan İHH İnsani Yardım Vakfı yetkililerine teşekkür ederim. Burada bana çok iyi davrandılar. Hepsinden Allah razı olsun." ifadelerini kullandı.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.