Antibiyotik İlaçlar Nasıl İçilir?

KTÜ Tıp Fakültesi Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Tekinbaş"Antibiyotik içildikten sonra ise en az 5 yudum su içilmeli ve antibiyotiğin mideye indiğinden emin olunmalıdır" dedi.

Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Celal Tekinbaş, antibiyotik kullanımında dikkat edilmesi gereken hususlar bulunduğunu belirterek, "Genel itibarıyla antibiyotikler başta olmak üzere bütün ilaçlar bol suyla alınmalı, antibiyotik içildikten sonra ise en az 5 yudum su içilmeli ve antibiyotiğin mideye indiğinden emin olunmalıdır" dedi.

Prof. Dr. Tekinbaş, antibiyotik tüketiminin üzerinde durulması gereken bir konu olduğunu söyledi.

Antibiyotiklerin susuz tüketilmemesi gerektiğine işaret eden Tekinbaş, "Antibiyotik alan bir kişi ardından mutlaka bol su içmelidir. O nedenle antibiyotiklerin nasıl içilmesi konusu hem hastalığın iyileşmesi hem de başka komplikasyonlar açısından önemlidir" dedi.

Antibiyotik kullanırken hekimin önerisine uyulmasının önem taşıdığını bildiren Tekinbaş, şu bilgileri aktardı:

"Bu insanların çok dikkat etmesi gereken bir durumdur. 'Ben tükürüğümle ilacı alırım gider' dersek bu durum yemek borusunda geniş yanık alanları oluşturabilir ve hastanın kaybedilmesine kadar gidecek önemli sağlık problemlerine yol açabilir. O nedenle antibiyotikler bol suyla tüketilmelidir. Bu kapsamda da bir hastamız yanlış antibiyotik kullanımının ardından hastanemize müracaat etti. Hastamızın antibiyotik yemek borusunda kalıyor ve yemek borusunu deliyor. Gerekli tedavinin ardından gün içerisinde bu hastamızı taburcu ettik."

Prof. Dr. Tekinbaş, her ilacın bu tür önemli hasarlara yol açmadığını dile getirerek, "Vatandaşlarımızın hangi ilacın böyle bir duruma neden olup olmayacağını bilmesi mümkün değildir. Onu sorması da gereksiz bir şeydir. Genel itibarıyla antibiyotikler başta olmak üzere bütün ilaçlar bol suyla alınmalı, antibiyotik içildikten sonra ise en az 5 yudum su içilmeli ve antibiyotiğin mideye indiğinden emin olunmalıdır" diye konuştu.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.