Altınoluk Dergisinin Eylül 2019 Sayısı Çıktı

Altınoluk dergisinin 403. sayısı çıktı. Altınoluk dergisinin Eylül 2019 sayısı “Hakkı Unutmazsan, Özünü Kurutmazsın” kapak başlığıyla yayınlandı.

“Hakkı Unutmazsan, Özünü Kurutmazsın” kapak başlığıyla çıkan Altınoluk dergisinin 403. sayısı şu şekilde takdim edildi.

HAKKI UNUTMAZSAN, ÖZÜNÜ KURUTMAZSIN

Biz iki tür rızkımız olduğuna inanırız. Maddi rızkımız, bedenimizin; manevi rızkımız, gönlümüzün gıdasıdır. İnsanlar genellikle maddi rızık konusunda oldukça hassastırlar. Neyi, nasıl ve ne zaman yemeleri, içmeleri gerektiğini önemserler. Doğrusu konunun konuşanı ve yazanı da çoktur. Uzmanların söyledikleri çok zaman birbiriyle çelişse de söylenenler hep ilgi ile dinlenir, tavsiyeler tutulmaya çalışılır. Buna sağlıklı bir hayat için yapılan egzersiz türü çalışmaları da eklediğimizde neticede insanların bedenlerinin sağlıklarına itina ettikleri söylenebilir. Aynı hassasiyet, gönlün hayatı için de geçerli midir acaba, bu tartışılır. Muvakkat bir ömür için bedenlerine bu kadar itina gösterenler, ebedi hayat için gönüllerinin hayatını, sağlığını ve talep edilmesi gereken bir rızkı olduğunu pek düşünmek istemezler.

Hâlbuki tam tersi olması gerekir; gönlün sağlığı, beden sağlığından daha önemli ve önceliklidir. Neticede bedenimiz bu geçici dünya hayatında bize lazımdır, gönlümüz ise ebedi hayatımızın vizesini alacak bir dirilikle ötelere taşınmak zorundadır. Bizi dehşetli Din Günü’nde hesaptan kurtaracak arı, duru ve diri bir kalptir. O diriliği Kitabımız Kur’an, “selim” olarak adlandırıyor. Rabbimiz malın ve evladın fayda vermediği o günde fayda verecek olanın selim kalp olduğunu bildiriyor. Selim bir kalp acaba hangi gıda ile beslenir, bunu en az maddi gıdamızı önemsediğimiz kadar önemsememiz ve gündemimize almamız gerektiği aşikârdır.

HAKİKİ FEYZİN KAYNAĞI

Nasıl sağlıklı beden için sağlıklı gıdalar şartsa, selim bir kalp için de o selameti temin edecek manevî gıdalar şarttır. Kalbimizin de bir hayatı var ve o hayata can suyu olacak rızkı arayıp bulmak zorundayız. O manevi gıda ya da rızkın ismi feyizdir. Bu sayımızda feyiz konusunu kalbimizin gıdasını ne kadar önemsediğimiz sorusu çerçevesinde ele almaya çalıştık. Kalplerimizin manevi sağlığı her şeyden önemli, o yüzden manevi gıda temininin önceliklerimizin ilk sırasına yükselmesi gerekiyor. Feyiz kaynaklarının neler olduğunu ve bu kaynaklarla nasıl irtibat kurmamız gerektiğini öğrenmeli ve bilmeliyiz. Hakiki feyzin kaynağı olan Rabbimizle irtibatımız aslında kalbimizin temel gıdasıdır. Bu gıdadan mahrum kaldığımız takdirde Allah korusun özümüzün kuruması tehlikesi ile yüz yüze kalmak işten bile değildir. Özü kuruyana da hangi gıda verilse fayda vermeyecektir.

ABONE KAMPANYASI BAŞLADI

Yeni dönem abone kampanyamız başladı, hayırlı olsun. Dr. Murat Kaya’nın kaleme aldığı “Kitabımız Kur’an-Muhtevası ve Faziletleri” isimli eseri yeni abone olan okuyucularımıza göndermeye başladık. Her sene mutat yaptığımız temsilci toplantımızı İstanbul’daki merkezimizde gerçekleştirdik ve daha çok yüreğin dergimizle buluşması için Anadolu seferlerimize bismillah dedik. Dua bekler, gittiğimiz yerlerde siz gönül dostlarımızla buluşmak dileriz.

İYİLİK VE GÜZELLİK ÇAĞRISI

Altınoluk, Şebnem ve Altın Çocuk ilaveleri ile her ailenin evine girmesi gereken bir iyilik ve güzellik çağrısıdır. Bu çağrı ile gönlü buluşan herkes, inanıyoruz ki tattığını bir başka gönle ulaştırmanın derdine düşecektir. Dergimizin gönlünüzdeki akislerini lütfen yakınlarınız ve dostlarınızla paylaşınız. Sanal dünyaların önüne geleni sel gibi sürüklediği bir zamanda yitip gitmemenin başka çaresi yok. Biz satırlardan, dergilerden ve kitaplardan yanayız. Ebedi kurtuluşa giden yol pasif izleyicilikten değil, tefekkür vesilesi aktif okuyuculuktan geçiyor.

Yeni bir hicrî yıla daha eriştik, şükürler olsun. Hicri senenizi tebrik ediyor, yeni senenin hakkımızda hayırlara vesile olmasını ve âlem-i İslam’a huzur getirmesini niyaz ediyoruz.

Bir sonraki sayıda buluşmak temennisiyle Allah’a emanet olunuz.

Ayrıntılı bilgi altınoluk.com’da…

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.