Allah'ın İstediği Nasuh Tövbesi

Nasıl tövbe etmeliyiz? Nasuh tövbesi nedir? Nasuh tövbesi nasıl yapılır?

Nasûh tevbenin kabulü için olmazsa olmaz husus, samimiyet ve pişmanlıktır. Bu pişmanlık, insanın gücü yettiği ölçüde o hatayı tekrar etmemesi ve yaptığı günahla ilgili kul hakları varsa, bu hakları helâl ettirmek için elinden gelen gayreti göstermesidir.

Fakîh Ebü’l-Leys Semerkandî -rahmetullâhi aleyh- der ki:

Senedleriyle bize kadar ulaştığına göre, İbn Abbas -radıyallahu anh- şöyle anlatmıştır:

“Bir gün Resûl-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- tevbe kapısını anlattı. Hazret-i Ömer -radıyallahu anh-:

“-Ey Allah’ın Resûlü! Tevbe kapısı nedir?” diye sordu.

Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu:

“-Tevbe kapısı, mağribin (batı cihetinin) ardındadır. Bu kapının altından iki kanadı vardır. Üzeri inci ve yakutlarla bezenmiştir. Kapının bir kanadıyla diğer kanadının arası hızlı bir atlı binicinin kırk senede kat edeceği bir mesafe kadar geniştir. Bu kapı, Allah Teâlâ’nın mahlûkatını yarattığı günden beri açıktır. Güneş, battığı yerden (mağribden) doğacağı sabaha kadar da açık kalacaktır. Nasuh tevbesi ile tevbe eden her kişinin tevbesi, mutlaka bu kapıdan içeri girer.”

NASUH TEVBESİ NEDİR?

Muâz bin Cebel -radıyallahu anh-:

“-Anam-babam Sana fedâ olsun yâ Resûlallah! Nasuh tevbesi nedir?” diye sordu.

Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- şöyle anlattı:

“-Günahkâr kulun yaptıklarına pişman olması, (istiğfar etmek sûretiyle) Rabbinden özür dilemesi ve bir daha o günahlara dönmemesidir.”

Sonra güneş ve ay bu kapıdan batar ve tevbe kapıları arasından en ufak bir aralık dahî kalmayacak şekilde kapatılır. İşte bundan sonra tevbe eden hiçbir kulun tevbesi kabul olunmaz.” (Bkz. Ebû’l-Leys Semerkandî, Tenbihü’l-Gâfilîn, Terc: Hüseyin Okur, Semerkand Yayınları, I, sh: 179-180)

NASUH TÖVBESİ NASIL EDİLİR?

Rabbimiz nasûh bir tevbe ile kendisine yönelmemizi, Tahrim Sûresi’nin 8. âyetinde bizlere şöyle emretmiştir:

“Ey îman edenler! Allâh’a içtenlikle tevbe edin. Umulur ki, Rabbiniz sizin kötülüklerinizi örter, peygamberi ve onunla birlikte îman edenleri utandırmayacağı günde Allah sizi, içlerinden ırmaklar akan cennetlere sokar. Onların nûrları önlerinden ve sağlarından aydınlatır, gider. «Ey Rabbimiz! Nûrumuzu bizim için tamamla, bizi bağışla; çünkü senin her şeye gücün yeter!» derler.”

Nasûh tevbenin kabulü için olmazsa olmaz husus, samimiyet ve pişmanlıktır. Bu pişmanlık, insanın gücü yettiği ölçüde o hatayı tekrar etmemesi ve yaptığı günahla ilgili kul hakları varsa, bu hakları helâl ettirmek için elinden gelen gayreti göstermesidir.

Rabbimiz, “es-Settâr” ismiyle günahlarımızı setreylesin. El-Gaffâr ismiyle onları bağışlasın. “Seyyiâtı, hasenâta çevirme” vaadinden bizleri mahrum eylemesin, bizim de hata ve günahlarımızı, ihsan ve affıyla sevap ve mükâfatlara çevirsin. Biz, âciz kullarını lütfuyla, ihsanıyla cennet ve cemâliyle müşerref eylesin. Âmin.

Kaynak: Merve Güleç, Şebnem Dergisi, 152. Sayı

İslam ve İhsan

TÖVBE DUASI

Tövbe Duası

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.