Alkol Dünyada 3 Milyondan Fazla Can Aldı

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), 2016'da aşırı alkol tüketiminden dolayı çoğunluğu erkek olmak üzere dünya genelinde 3 milyondan fazla insanın hayatını yitirdiğini duyurdu.

DSÖ'nün 2016 yılı verilerini baz aldığı yeni alkol raporu açıklandı.

Raporda, dünyada 237 milyon erkek ve 46 milyon kadının alkol kullanımına bağlı sorun yaşadığı veya bu maddenin bağımlısı olduğu ifade edilerek, alkol kullanımına bağlı davranış bozukluklarının en çok gelir düzeyi yüksek ülkelerde yaygın olduğuna işaret edildi.

Dünya nüfusunun tahmini 2,3 milyarının alkol tükettiği bilgisine yer verilen raporda, bunların yarısının Amerika ve Avrupa kıtasıyla batı Pasifik ülkelerinde yaşadığı aktarıldı.

2010 yılına göre yüzde 10 düşüş yaşanmasına rağmen küresel bazda kişi başına en fazla alkol tüketiminin ise halen Avrupa ülkelerinde olduğunun altı çizilen raporda, Amerika kıtasının ise ikinci sırada yer aldığı belirtildi.

Raporda, 2016'da aşırı alkol tüketiminden dolayı üçte ikisi erkek olmak üzere dünya genelinde 3 milyondan fazla insanın yaşamını yitirdiği aktarıldı.

Buna göre, dünyada her 20 ölümden birine aşırı alkol tüketimi neden oldu. Alkol nedeniyle ölümlerin üçte biri ise trafik kazaları ve kendilerine zarar verme de dahil olmak üzere yaralanmalardan kaynaklandı.

DSÖ Genel Direktörü Tedros Adhanom, rapora ilişkin yaptığı açıklamada, "Çok sayıda insan, bunların aileleri ve bağlı oldukları topluluklar, aşırı alkol tüketiminin sonucu olarak şiddet, ruh sağlığı ile ilgili sorunlar, kanser ve felç gibi hastalıklarlardan muzdarip." değerlendirmesinde bulundu.

Adhanom, toplum sağlığını tehdit eden aşırı alkol kullanımına karşı harekete geçilmesi çağrısında bulundu.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.