Akrabayla Alakayı Kesen Cennete Giremez!

Akraba ilişkilerinin önemi ve fazileti nedir? Peygamber Efendimiz (s.a.v) akraba hakkı hususunda nasıl uyarıyor?

Alâkamıza karşılık vermeseler hattâ bizimle bağlarını koparsalar bile akrabalarla alâkayı devâm ettirmemiz ve onlara yumuşak bir lisân ile emr bi’l-mârûf’ta bulunmamız, îmânımızın gerektirdiği bir vazîfedir.

Allah Rasûlü (s.a.v.) buyurmuşlardır ki: Rabbim, benimle alâkasını kesene sıla-ı rahimde bulunmamı emretti, (size de tavsiye ederim.) Allah Teâlâ, kullarına, akrabâlarıyla münâsebetlerini devâm ettirmelerini ve onlara ikram ve ihsanda bulunmalarını ısrarla emretmektedir. Rasûlullah da (s.a.v.): “Allah Teâlâ beni akrabâyı koruyup gözetmek, putları kırmak ve Allâh’ın bir olduğunu bildirip O’na ortak koşulmaması gerektiğini anlatmak vazîfesiyle gönderdi.” (Müslim, Müsâfirîn, 294) buyurarak sıla-i rahim’in, yâni akrabâyı ziyâret ederek onları gözetip kollamanın ehemmiyetini beyân etmiştir.

HADİSİ ŞERİFLER UYARIYOR!

Akrabâlar, bizim alâkamıza karşılık vermeseler, hattâ bizimle bağlarını koparsalar bile onlarla alâkayı devâm ettirmemiz ve onlara yumuşak bir lisân ile emr bi’l-mârûf’ta bulunmamız, îmânımızın gerektirdiği bir vazîfedir. Yine bir hadîs-i şerîfte şöyle buyrulur:

“Akrabâsının yaptığı iyiliğe aynıyla karşılık veren, onları koruyup gözetmiş sayılmaz. (Gerçekte) akrabâyı koruyup gözeten kimse, kendisiyle alâkayı kestikleri zaman bile, onlara iyilik etmeye devâm edendir.” (Buhârî, Edeb, 15; Ebû Dâvûd, Zekât, 45) Bu hususta da zirve misâl, hiç şüphesiz ki Rasûlullah ‘tır (s.a.v.). Nitekim O, bir kurban kesecek olsa muhakkak Hazret-i Hatîce’nin akrabâlarına da gönderirdi. Yine O: “Nesebinizi (soyunuzu), sıla-i rahimde bulunacağınız ölçüde öğrenin…” buyururdu. (Ali el-Müttakî, Kenz, X, 220, nr: 29162)

Cenâb-ı Hak, sıla-i rahim vazîfesini ihmâl eden, akrabâsını koruyup gözetmeyen kimselerin ziyâna uğrayacaklarını, âyet-i kerîmelerde şöyle bildirmektedir: “Onlar ki, söz verip anlaştıktan sonra Allâh’a verdikleri sözü bozarlar. Allâh’ın birleştirilmesini emrettiği şeyi (îman ve akrabâlık bağlarını) keserler ve yeryüzünde bozgunculuk yaparlar. İşte zarara uğrayanlar onlardır.” (el-Bakara, 27) “(Ey münâfıklar!) Siz iş başına geçecek olursanız, yeryüzünde fesat çıkarır, akrabâlarla alâkanızı kesersiniz değil mi? İşte Allâh’ın lânete uğrattığı, kulaklarını sağır, gözlerini kör ettiği kimseler bunlardır.” (Muhammed, 22-23)

Efendimiz de (s.a.v.) sıla-i rahim’e ehemmiyet vermeyen kimselerin ne dehşetli bir kayıp içinde olduklarını şöyle ifade buyurur: “Akrabâsıyla ilgisini kesen kimse, cennete giremez.” (Buhârî, Edeb, 11) “Âhirette cezâsını ayrıca vermekle beraber, dünyâda Allah Teâlâ’nın çabucak cezâlandırmasını en fazla hak ettiren günahlar, zulüm ve akrabâyı ihmâl etmektir.” (Ebû Dâvûd, Edeb, 43; Tirmizî, Kıyâme, 57)

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Öyle Bir Rahmet Ki, Erkam Yayınları, İstanbul, 2007

İslam ve İhsan

AKRABA ZİYARETİNİN ÖNEMİ

Akraba Ziyaretinin Önemi

AKRABA HAKKI İLE İLGİLİ AYET VE HADİSLER

Akraba Hakkı İle İlgili Ayet ve Hadisler

AKRABA VE KOMŞULUK HAKLARI İLE İLGİLİ HADİSLER

Akraba ve Komşuluk Hakları ile İlgili Hadisler

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.