Ahıskalı Kadınların Ramazan'da Mukabele Mutluluğu

Ukrayna'dan Türkiye'ye getirilerek Erzincan'ın Üzümlü ilçesine yerleştirilen Ahıskalı aileler, "öz vatanlarında" geçirdikleri ilk Ramazan'da mukabele geleneğiyle tanışmanın mutluluğunu yaşadı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla Ukrayna'dan Türkiye'ye getirilerek Erzincan'ın Üzümlü ilçesine yerleştirilen Ahıska Türkleri arasında yer alan kadınlar, "öz vatan" olarak adlandırdıkları Türkiye'de idrak ettikleri ilk Ramazanda, mukabele geleneğiyle tanıştı.

Üzümlü Müftülüğü tarafından görevlendirilen üç kadın din görevlisi tarafından Ahıska Türkü ailelerin yaşadığı TOKİ Konutlarında, kadınlara yönelik her gün üç ayrı evde Kur'an-ı Kerim okutuluyor. Kur'an-ı Kerim'i takip ederek, hatim indiren Ahıskalı kadınlar, hem topluca hatim indirmenin hem de mukabelenin sonunda yapılan sohbetlerle dini bilgilerini geliştirmenin mutluluğunu yaşıyor.

MUKABELEYLE TÜRKİYE'DE TANIŞTILAR

Yapılan mukabelelere katılan Ahıska Türkü kadınlardan 62 yaşındaki Hatice Muratova, mukabele geleneğini daha önce bilmediklerini ve Türkiye'de öğrendikleri bu hatim adetinin çok hoşlarına gittiğini söyledi. Muratova, şöyle konuştu:

"Bizim niyetimiz Müslüman memleketine, Türkiyemize gidip hatimlerimizi, Kur'anlarımızı çocuklarımızla okumaktı. Ukrayna'da mukabele yoktu. Evlerimizde Kur'an okuyorduk ama böyle toplanıp hatimler yapmıyorduk. Geldik burada gördük. Allahımıza çok şükürler olsun Müslüman memleketine geldik, bizi de çocuklarımızı da okutuyorlar. Herkesten Allah razı olsun."

Gülyüz Muratoğlu (59) da yıllardır vatan hasretiyle gurbetlerde yaşamak zorunda kaldıklarını ve bu nedenle dinlerini istedikleri gibi yaşayamadıklarını ifade eti. Muratoğlu, şunları kaydetti:

"Biz 73 yıl ne azaplar çektik gurbet ellerde. Ukrayna'da bir cami yaptırmak istemiştik bize izin vermediler, "Burası sizin vatanınız mı ki cami yapasınız, siz kimsiniz?' diyerek. Bu yüzden biz de çekindik. Böyle kendi kendimize toplanıp da hatim okumak yoktu ama iftarlarda Kur'an okuyorduk. Ben 14 yaşındayken Kur'an okumaya gizlice başladım. Açıkça okusaydım annemi, babamı götürüp hapse koyardılar. O yüzden dinimizi unutmayalım diye gizli okuduk. Yakınlarım bana Kur'an okumayı öğretti. Şimdi burada müftülük bize bayan hocaları yolladılar ve evde bir araya gelip hatim indiriyoruz, bize ibadetleri anlatıp, vaaz verip Müslümanlığı öğretiyorlar."

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.