Ağız Kokusu Nasıl Giderilir?

Sosyal hayatınızda sizi zor duruma düşüren ağız kokusundan kurtulmanın doğal yollarını deneyin.

Kronik ağız kokusundan şikayetçiyseniz, muhakkak bir diş hekimine başvurup sorunun kaynağını teşhis edin ve buna uygun tedaviyi uygulayın. Eğer sorununuz kronik değil ve geçici çözümler arıyorsanız o zaman bu tâsiyelere kulak verin.

Bitki Bilim ve Güzellik Uzmanı Suna Dumankaya’nın ağız kokusuna karşı verdiği tavsiyeler..

AĞIZ KOKUSUNA KARŞI DOĞAL ÇÖZÜMLER

Doğal ağız çalkalama suyu: Akşamları, 1 su bardağı suyun içine 1 çay kaşığı karanfil ve 1 adet çubuk tarçın atıp, bunları yaklaşık 3 dakika kaynatın ve demlenmeye bırakın. Bu karışım sabaha kadar demlensin. Ardından da, sabah akşam ağzınızı bu karışımla çalkalama alışkanlığı kazanın.

Bitkisel ağız çalkalama suyu: Anason, kişniş ve adaçayı yapraklarını demleyerek hazırladığınız çay ile de ağzınızı çalkalayabilirsiniz.

Bol su için: Günde 2,5-3 litre su içmek tükürük salgısının artmasını sağlayarak, ağız kokusunu önlemeye yardımcı oluyor.

Karanfil: Bir küçük karanfil tanesini bir müddet ağzınızda gezdirdiğinizde farkı hemen hissedersiniz. Hoş bir tat ve koku bırakır, özellikle dışarıdaysanız, sakıza en iyi alternatif karanfildir! Bir müddet hafifçe çiğnedikten sonra çıkarabilirsiniz.

Dereotu tohumu: Birkaç dereotu tohumu çiğnemek de nefesinizin mis gibi kokmasını sağlar.

Nane: Kuru naneyi biraz demleyerek hazırlayacağınız çay, midenizi de yatıştırır, mide kaynaklı ağız kokusunu önlemenize yardımcı olur.

Maydanoz: Yoğun koku bırakan soğan-sarımsak gibi besinlerden sonra bir miktar maydanozu iyice çiğneyerek yiyin. Kokuyu önemli ölçüde azalttığını göreceksiniz!

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.