Afrika'nın Gönüllü Postacısı

Daha önce Afrika'nın Nijer bölgesine, Türkiye'deki çocukların yazdığı mektupları ulaştıran Yavuz Atalay, bu kez Kamerun'un Çad sınırındaki köylerine "gönül postacılığı" yapmaya hazırlanıyor.

Kendisini "gönüllü Afrika fotoğrafçısı" olarak tanımlayan 26 yaşındaki Yavuz Atalay, "Askıda Mektup Var" projesi ile Türkiye'deki çocukların yazdıkları mektupları Afrika'daki çocuklara ulaştırarak "gönül" postacılığı yapıyor.

Yaklaşık 5 yıldır fotoğraf sanatıyla ilgilenen Atalay, bir süredir de Afrika'da fotoğraflar çekiyor.

Atalay, Afrika'da çektiği fotoğrafları Türkiye'de sergileyerek elde ettiği gelirle Afrika'da su kuyuları açtırdı.

Daha önce Afrika'nın Nijer bölgesine, Türkiye'deki çocukların yazdığı mektupları ulaştıran Atalay, bu kez Kamerun'un Çad sınırındaki köylerine "gönül postacılığı" yapmaya hazırlanıyor.

Atalay, sosyal medya hesabından gerçekleştirdiği duyuru sayesinde, Türkiye'nin birçok şehrinden Afrikalı çocuklar için yazılan mektupları toplayarak sahiplerine ulaştırmayı amaçlıyor.

Sağlık Bilimleri Üniversitesi'nde fotoğrafçı olarak görev yapan Yavuz Atalay, "Askıda Mektup Var" projesi ile Türkiye'deki çocukların yazdıkları mektupları Afrika'daki yaşıtlarına ulaştırarak onların hayallerine ulaşıp yüreğine dokunabilmeyi hedefliyor.

"PROJE ÇOCUKLARA ÜTOPYANIN KAPISINI ARALIYOR"

Yavuz Atalay, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Afrika'ya üniversite yıllarında gittiğini söyledi.

O dönem gördüklerinden etkilendiğini anlatan Atalay, "Afrika'da yaşadıklarımı sosyal medyada paylaşıyordum. Sosyal medyada bir kitleye ulaşabiliyordum. Başlangıç için giyim, kırtasiye, oyuncak gibi ufak projeler yapıyorduk. Ancak çocukların gönlüne dokunmamız gerektiğini düşünüyordum." dedi.

Atalay, bu düşünceden hareketle projeyi hayata geçirdiğini aktararak, şöyle devam etti:

"Bu proje, Afrika'daki çocukların, aynı zamanda Türkiye'deki çocukların da gönlüne dokunuyor. Çocuklar, mektubun köşesine ay yıldızlı bayrağımızı çok güzel bir şekilde çizdiler. Mektuplara, en sevdikleri oyuncakları, en önemlisi yaşadıkları şehre ait fotoğraflar koydular.

Hayatında bir saat uzaklıktaki şehir merkezine gitmemiş, dünyası tamamen köyden ibaret bir çocuk, Türkiye diye bir yerin varlığından haberdar oluyor. Artık onun için dünya o köyden ibaret değil. Böylece hem bu mektubu okuyan çocuğun hem de mektubu yazan çocuğun gönlüne dokunuyoruz. 8 yaşında bir çocuk mektup yazıp Afrika'ya gönderdiğinde artık onun için Afrika çok farklı bir yerdi."

Afrika'nın Kamerun bölgesine ulaştıracağı mektupların İngilizce ve Fransızca yazıldığını dile getiren Atalay, "Binin üzerinde mektup geldi. Eğitim görürken kalemi, kağıdı olmayan çocuklara mektup götüreceğiz. Bir ağaç parçasının üzerinde kömür suyu ile yazarak eğitim alıyorlar. Mektupları okudukları zaman çok mutlu olacaklardır. Türkiye'nin birçok şehrinden mektup geldi." ifadelerini kullandı.

Atalay, Afrika'daki yaşam koşullarından da bahsederek, "İlk organize ettiğimiz projede bir çocuğa, içinde Kız Kulesi'nin fotoğrafı olan bir mektubu verdim. Köylerinde su olmayan bu çocuklar için Kız Kulesi ütopya. Mektuplar ile bu ütopyanın kapısını aralıyoruz." dedi.

Projeyi büyüterek Afrika'da ve Türkiye'de daha fazla çocuğa ulaşmak istediklerini belirten Atalay, bu konuda sponsorluk desteğiyle daha güzel sonuçlar alınabileceğine inandığını kaydetti.

Yavuz Atalay, Türkiye'deki çocukların mektubu yazmadan önce Afrika hakkında bilgi edindiğini anlatarak, "Projenin çift taraflı kazananı var. Mektupları okuyan Afrika'daki çocuklar, Türkiye'den haberdar ve 'Türkler yardımsever insanlar' diye tüm samimiyetleriyle yazıyorlar. Projeyi farklı ülkelerde daha fazla çocuğa ulaştırmak istiyoruz." diye konuştu.

"Gönüllü postacı", kendisini etkileyen durumlardan birinin, çocukların mektupların içerisine yaşıtlarına hediye alınması için harçlıklarından bir miktar para koyması olduğunu sözlerine ekledi.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.