“Abdurrahman Gürses Kur’an Eğitim Merkezi” Açıldı

Aziz Mahmud Hüdayi Vakfı’nın çalışmalarından biri olan Abdurrahman Gürses Kur’an Eğitim Merkezi; Üsküdar Küçük Çamlıca’da açıldı. Türkiye'nin en büyük kurra hafızlarından Fatih Çollak Hoca’nın nezaretinde her Cumartesi öğleden sonra ilahiyat öğrencilerine yönelik Kur’an’ı Kerim talimi, tashihi ve huruf dersleri verecek olan merkez, Kur’an’ın daha güzel okunması ve öğretilmesi noktasında hizmet verecek. Açılışa katılan Osman Nuri Topbaş Hocaefendi "hafız olmak ve Kur'ân'ın önemi" ile ilgili bir konuşma yaptı.

Kur’an Eğitim Merkezi’nin açılışına muhterem Osman Nuri Topbaş Hocaefendi, Aziz Mahmud Hüdayi Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı A. Hamdi Topbaş, Fatih Çollak Hoca ve Hüdayi Vakfı'nın değerli çalışanları ve gönüldaşları katıldı.

Fatih Çollak Hoca’nın kalfalarından Muhammed Polat Hoca’nın aşr-ı şerif okumasıyla başlayan program, Osman Nuri Topbaş Hocaefendi’nin konuşmasıyla devam etti.

Osman Nuri Topbaş Hocaefendi: "Bizler, hafız olamamanın hasretiyle öbür tarafa gideceğiz."

Kur'an'ı Kerim tilavetinin ardından kürsüye davet edilen Osman Nuri Topbaş Hocaefendi, "Bizler hafız olamamanın hasretiyle öbür tarafa gideceğiz. Sizler için büyük bir lütuf bu, elhamdülillah." dedi.

Untitled-1Osman Nuri Topbaş Hocaefendi, “Cenab-ı Hak bu müessesemize kıyamete kadar ömür ihsan eylesin. Şimdi salona girerken oturdum, hocamız Abdurrahman Efendi hatırıma geldi. Allah gani gani rahmet eylesin. O şu manzarayı görseydi herhalde bugün bir bayram yapardı. Cenab-ı Hakkın –elhamdülillah- hocalarımıza bir lütfu, vakfımıza bir lütfu… Cenab-ı Hakkın lütfuna müstağrak içindeyiz. İnşallah, cümlemize, müesseselerimize, vatanımıza, milletimize bütün İslam dünyasına buradaki –elhamdülillah- tilavetler bir rahmet olur inşallah. Cenab-ı Hakkın bize en büyük hediyesi Kur’an. Kur’an’ı Kerim ahir zaman ümmetine büyük bir rahmet tecellisi. Öğreten Cenab-ı Hak, lütfeden Cenab-ı Hak, ihsan eden Cenab-ı Hak, insanı yaradan Cenab-ı Hak… İnsan, Kur’an’la istikamet bulacak.

Samimi olarak şunu söyleyeyim: Tabi bizim zamanımızda böyle imkanlar yoktu. Az evvel de talebe kardeşlerimize onu söylüyordum.  Ve şunu da ifade edeyim: Bizler hafız olamamanın hasretiyle öbür tarafa gideceğiz. Sizler için büyük bir lütuf bu elhamdülillah. İnfak çok mühim. Kur’an’ı Kerim’de muhtelif 72 yerde geçiyor. En büyük infak da Kur’an’ı Kerim’i infak edebilmek, münfike olabilmek.  Cenab-ı Hak, inşallah büyük bir feyizle, ruhaniyetle bütün İslam dünyasına tevzi edebilmeyi nasip eylesin. Yine talebelerimize bunun bedelini ödeme Kur’an’ı Kerim’i yaşama, yaşatma, infak edebilme ve canlı bir Kur’an olarak yaşayabilmeyi Cenab-ı Hak inşallah muvaffak eyler.  Cenab-ı Hak bütün hocalarımızdan sizlerden, yapanlardan, sebep olanlardan razı olsun. Tebrik ediyoruz. Allah mübarek eylesin.” dedi.

MÜSLÜMAN "KUR'ÂN'I OKURSA" KUR'ÂN ONUN KİTABI OLUR 

Konuşmasını yapmak üzere daha sonra kürsüye davet edilen Fatih Çollak Hoca’da “Kur’an Ehli Olmak” başlıklı kısa bir açılış konuşması yaptı. Konuşmasında “Kur’an okunan kitap demektir. Müslüman Kur’an’ı okursa Kur’an onun kitabı olur. Okumazsa onun kitabı olup olmadığı tartışılır. Kur’an’ı Kerim kendisini bize tanıtırken “en doğru” değil, “tek doğru” kitap olarak tanıtır. Kur’an’ı Kerim, kendisini bize tanıtırken “sözlerin en güzeli” olarak tanıtır. “Tek doğru” olan kitabın “en doğru” olan kitabın kendine has doğru okunması da zaruridir. Ayetler bize bunu ifade eder. Bunun için ehliyet gereklidir. Allah’ın kelamı, ahkamı ile ahlakı ile muhafazası onu önce doğru okumak ile dosdoğru anlamak ile ve olduğu gibi yaşamak ile tahakkuk edecek bir kitaptır. Ben, Ahmed Bin Hanbel’in müsnetinde rivayet edilen bir hadisi sizlerle paylaştıktan sonra konuşmamı sonlandıracağım.

Resûlü ekrem -sallallahu aleyhi ve selem- bir sohbetinde ashabına şöyle bir döndü: “Bilir misiniz, Allah’ın kullarının içinde Allah ehli olanlar vardır.” dediler. Sahabe-i Kirâm, Yâ Resûlallah kimlerdir bunlar? Buyurdular ki: “Allah ehli olanlar Kur’an ehli olanlardır.” Kelimenin ifade ettiği mana Kur’an’a ehliyet kesbetmiş kimselerdir. Kimdir Allah ehli olanlar? Allah ehli, Kur’an ehli nasıl olunur? Değerli öğrencilerimiz, bu hadisi şerifi asla elfazıyla okuyup geçmek durumunda olamayız. Üzerinde tefekkür ve tedebbür etmemiz lazım.

KUR'ÂN EHLİNİN DERECELERİ 

Kur’an ehli olmak bir süreçtir. Müslümanın Kur’an’la münasebeti önce onu okumakla başlar. Yani, bir Müslüman Kur’an’ı okur harfiyle, kelimesiyle, ayetleriyle öğrenir ona bir vasıf verilir: Kari-ül Kur’an. Kur’an’ı okur ve Kari-ül Kur’an ünvanına sahip olur. Fakat bu ilk basamaktır. İki, biraz daha Kur’an’la münasebetini yoğunlaştırır, daha özele iner… Bu sefer ayeti celileyi hıfzeder, ezberler. Bu alana yoğunlaşır ve Hafız-ül Kur’an olur. Müslümanın Kur’an’la münasebeti özelde daha da devam eder, ki ehliyet alması için. Üçüncü merhalede Kur’an’ın ilmine doğru yönelir. Kur’an’a taalluk eden ilimleri, bu elfazıyla ilgili ilimleri; kıraat, tecvit, tefsir vs. ulum-ül Kur’an. Bunları kesbeder, tahsil eder, öğrenir ve Alim-ül Kur’an olur.

Ehliyet almak üzere süreç devam ediyor. Dördüncüsü, bu kadar ilmi iktisab etti, tahsil etti. Şimdi ödemesi lazım, başkalarına taşıması, nakletmesi lazım. Bu sefer Hadi-ül Kur’an ünvanıyla Kur’an’a hizmet etmeye başlar ve devam eder. Fakat yine o süreç devam eder. Okuduğu kelamın ve Kur’an’a dair ilimlerin muhatapları nezdindeki tesiriyeti onu okumanın ötesinde onu özellikle hayatına ve hayata yansıtmasından geçer. Bunun adı Kur’an ile ameldir.

KUR'ÂN ADAMI

Kur’an’a dair o bütün hadisi şeriflerde (ehlini ve okuyucusunu öven) amel onunla beraber gelir. Amelsiz okuma sadece dilin hakkını vererek “tertil” dediğimiz noktada kalır. Amel yoksa dil onu tekrar eder ve durur. O basamakta kalır. Demek ki Kur’an’ın ahlakıyla ahlaklanır yaşar ve yaşatırsa bu sefer unvanların en güzelini alır: Amil-ül Kur’an olur.

Ve nihayet ehliyete bir adım kalır. O da gecesini gündüzünü Kur’an’a veren gezdiği, gittiği her yerde kendisini gören herkesin “bu adam Kur’an adamı, işi gücü Kur’an. Devamlı okuyor, okutuyor, öğreniyor.” Yani Kur’an’la özdeş. Bu sefer sırtında Kur’an gibi ağır bir mesuliyeti taşıyan bir insan olarak Hamil-ül Kur’an olur. Hamele-i Kur’an olur.  Ve nihayet bu vasıfları üst üste getirdiğiniz zaman Allah Resûlü’nün hadisi şeriflerinde irad buyurdukları “ehli Kur’an” olmak üzere kendisine bu unvan verilir. Bakınız, ehli Kur’an olmak her Kur’an okuyucusuna verilmez.  Mesela ben kendisinden tahsil ettiğim, Kur’an terbiyesini aldığım hocam için çok rahat bir şekilde ehli Kur’an derim. Çünkü hayatına şahit oldum. Okuyuşuna, okutuşuna, hizmetine, ahlakına, Müslüman olarak duruşuna…

KUR'ÂN'IN OKUNDUĞU YENİ BİR MEKÂN

Bu mekanda inşallah hazreti Kur’an bir elfazıyla okunacak. Harf, kelime, tecvit, kıraat. Fakat bu amaç değildir. Bir insan 24 saat okursa, okutursa diğer vasıfları yoksa o sadece tek kanatlı kuş gibi olur. Burada inşallah bir taraftan elfazıyla Kur’an’ı Kerim okunurken diğer taraftan ona mütellik meseleler yani onun tefsiri, onun beyanı, onun ahkamı öğretilecek. Burada inşallah Kur’an’a gönül vermiş, Kur’an ehli hocalarımızı buraya davet etmek suretiyle  onların güzel ahlakından Kur’an’a dair hayatlarından, talebelerimize örnekler sunacağımız bu mekanda birbirinden kıymetli pırıl pırıl Kur’an ehli yetişecek ve burası merkez olacak. Bu güzel mekanın maddi ve manevi inşasında katkısı olan başta hocamıza ve değerli büyüklerimize, belediye başkanımıza katkılarından dolayı teşekkür ediyorum. Hepinize başarılar diliyorum. Allah hepinizden razı olsun.” dedi.

Abdurrahman Gürses Kur’an Eğitim Merkezi’nde ilahiyat öğrencilerine yönelik yapılacak olan dersleri www.ilamtv.com adresinden takip edebilirsiniz.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

  • Selamin aleykum bayanlara yönelik fatih collak hocamizin dersleri var mi acaba

    SELAMUNALEYKUM. İMANI İHSAN DERCESİNE ÇIKMASI İÇİN İNFAK EDEN HERKESİN İKİ DÜNYADA YÜZÜ AK OLSUN! AMİN. HİZMETLERİNİZDE MUVAFFAKIYETLER.

    Tüm emeği geçenlere teşekkürler....Orada okuyan tüm öğrencilerimize de kolaylıklar, sıhhat ve afiyetler dilerim...

    • "Sizin en hayırlınız kur'an'ı öğrenen ve öğretenlerinizdir." Hadis Bu hizmetleri insanların istifadesine ikram edenlere teşekkür ederim.

    Selamun aleyküm, çok güzel olmuş. Henüz sitede dersler yok sanırım. Ne zaman yüklenir acaba?

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.