66 Yılda Binden Fazla Hafız Yetiştirdi

Memleket memleket dolaşıp hayatını Kur'an-ı Kerim eğitimine adayan 83 yaşındaki Köksal, 66 yılda binden fazla hafızın yetişmesine vesile oldu.

Memleketi Trabzon'un Çaykara ilçesine bağlı Yeşilalan köyünde henüz 11 yaşındayken hafızlık eğitimini tamamlayan, ardından Reisül Kurra Mehmet Rüştü Aşıkkutlu'dan ders alan Muhammet Köksal, ilerleyen yaşına rağmen gönüllü olarak Kur'an-ı Kerim öğretmeye devam ediyor.

Birçok ilde Kur'an kursu öğreticiliği ve imamlık yapan ve 65 yaşında emekli olan Köksal, yaşının ilerlemesine rağmen gönüllü olarak Kur'an kurslarında birlikte kaldığı öğrencilerine hafızlık, siyer, fıkıh ve din dersleri veriyor.

Yetiştirdiği öğrencileri arasında ''laz hoca'' olarak anılan ve 2 yıl önce geldiği Yozgat'ta Bilal Şahin Hafız Kur'an Kursu'nda hafızlık eğitimi vermeye başlayan Köksal, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kendi isteği ve çabasıyla 10 yaşında köyünde hafızlık eğitimine başladığını söyledi.

Hafızlık eğitiminin kolay olmadığını, birçok zorluk çektiğini belirten Köksal, o dönemin zorlukları arasında yasaklar nedeniyle gizli saklı eğitim aldığını anlattı.

ALLAH'A SÖZ VERDİM

Muhammet Köksal hoca, her yıl en az 15 hafız olmak üzere bugüne dek bini aşkın hafız yetiştirdiğine işaret etti.

65 yaşında emekli olduğunu ancak gönüllü olarak hafız eğitimine devam ettiğini söyleyen Köksal, "Allah'a söz verdim. 'Allahım, ben Kur'an'a hizmet edeceğim, sen de bana sıhhat ver ve benim canımı talebelerimin içinde al' diye yalvardım. Allah'tan bu duamı kabul ettiğine kanaatim var, ümidim var. İnşallah bu çocuklarımın içinde iman ile göçmeyi nasip edecektir" ifadelerini kullandı.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.