5 Adımda Göz Kuruluğundan Korunun

Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Evren Baca, gözlerde yanma, batma, kum var hissi, kızarıklık ve görme bulanıklığına yol açması nedeniyle yaşam kalitesini düşüren bu hastalığın geç kalındığında görme kayıplarına kadar gidebilen ciddi sorunlara neden olabildiği uyarısında bulunuyor.

Toplumda sadece güneşin gözlere zarar verdiği düşünülse de, kış mevsimi de göz sağlığını kötü etkiliyor. Soğuk havalarda en sık gelişen göz problemi ise; göz kuruluğu. Toplumda yüzde 10 oranında görülen bu hastalık kış mevsiminde daha sık gelişiyor ve şiddetli hale geliyor. Bunun nedeni ise kuru ve soğuk hava, rüzgar ile hava kirliliğinin yanı sıra uzun süre geçirdiğimiz kapalı ortamlarda havalandırmanın etkisiyle gözlerdeki nem oranının azalması.

SOĞUK HAVA GÖZ KURULUĞUNU TETİKLİYOR

Gözyaşı; rüzgar, toz ile duman gibi çeşitli faktörler yüzünden kirlenen göz yüzeyini temizlemek ve kornea yüzeyinin tahriş olmasını önlemek gibi önemli bir işleve sahip. Gözümüzü kırpmamız sayesinde gözyaşı göz yüzeyinin tümüne yayılarak bu yüzeyi nemlendiriyor, toz gibi olumsuz etkenlere karşı adeta kalkan görevi üstleniyor.  Ancak gözyaşı bezinin yetersiz çalışması, gözün az kırpılması, soğuk ve kuru hava, rüzgar, kapalı mekanlardaki aşırı sıcak, kuru ve klimalı ortam havası gibi etkenler nedeniyle gözyaşı miktarı azalıyor,  bunun sonucunda da “göz kuruluğu” gelişiyor. Göz kuruluğu yakınmaları özellikle kapalı mekanlarda ekran başında çalışan ve uzun süre araç kullanan kişilerde şiddetleniyor.

GÖRME KAYBI KALICI HALE DÖNÜŞEBİLİYOR

Göz kuruluğu; gözlerde yanma, batma, kum var hissi, kızarıklık ve görme kaybı gibi belirtilerle gelişiyor. Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Evren Baca, göz kuruluğu şiddetlendiğinde görme kaybının da gelişebileceğine dikkat  çekerek, “Görme kaybı kuruluğa bağlı olarak gözün saydam tabakasında düzensizlik, leke oluşumu ve enfeksiyon sonucunda yara izi kalması nedeniyle oluşuyor” diyor. Dr. Evren Baca, göz kuruluğunun yol açtığı görme kaybının bazen kalıcı bir hale de dönüşebildiği uyarısında bulunarak sözlerine şöyle devam ediyor: “Bu nedenle göz kuruluğunun erken dönemde tedavi edilmesi çok önemli. Gözde batma, kızarıklık, kum var hissi ve görme bulanıklığı varsa, hemen bir göz hekime başvurmak gerekiyor”

ERKEN DÖNEMDE GÖZYAŞI DAMLASI YETERLİ GELİYOR

Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Evren Baca, göz kuruluğunun tedavi edilebilen bir hastalık olduğunu belirterek şu bilgileri veriyor:  “Tedavide hedef eksik olan gözyaşının suni gözyaşı damlalarıyla takviye edilmesi. İleri vakalarda ise gözde iltihabi reaksiyon oluştuğu için kısa süreli kortizonlu damla veya antienflamatuar özellikli damlalar kullanılıyor.

GÖZ KURULUĞUNDAN 5 ADIMDA KORUNUN

1- Rüzgardan korunun: Rüzgar göz yüzeyindeki gözyaşını buharlaştırarak göz kuruluğuna yol açabiliyor. Bu yüzden rüzgarlı havalarda geniş çerçeveli gözlükler kullanarak gözlerinizi korumayı ihmal etmeyin.

2- Bol su için:Vücudumuzun yüzde 60’ını oluşturan su, göz sağlığımız için de çok önemli. Yetersiz su aldığımızda gözyaşı üretimimiz azalıyor. Gözünüzün yeterli nemlenmesi için vücudunuzdaki su oranının yeterli düzeyde olması gerekiyor. Günde en az 2 litre su içmeyi unutmayın.

3- Kapalı ortamlarda nem oranını ayarlayın: Kapalı yerlerde hava kapalı sistemle temizleniyor ve ısıtılıyor. Bu da havadaki nemin azalmasına, bunun sonucunda da göz kuruluğuna neden olabiliyor. Göz sağlığınız için nem oranını yüzde 45 civarında tutmaya özen gösterin.

4- Suni gözyaşı damlalarından faydalanın: Hekiminiz önermişse gözlerinizi suni gözyaşı damlalarıyla nemlendirin.

5- Gözlerinizi ekran başında dinlendirin:Bilgisayar kullanırken gözlerimizi normalde kırptığımızdan daha az kırpıyoruz. Öyle ki dakikada 10-15 olan kırpma sayısı, bilgisayar karşısında 5-6'ya düşüyor. Bu da göz yüzeyinden buharlaşmayı artırıyor. Buna klimalı ortam ve kuru hava eşlik ettiğinde gözde kuruma sorunu hızlanıyor. Ekran başındayken gözlerinizi saat başı 1-2 dakika  kapatarak dinlendirmeniz fayda sağlayacaktır.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.