36. İstanbul Kitap ve Kültür Fuarı Başladı

Eski adıyla "İstanbul Dini Yayınlar Fuarı" olarak bilinen İstanbul Kitap ve Kültür Fuarı'nın 36'ıncısı Beyazıt'ta açıldı. Beyazıt Meydanı'nda 200'e yakın yayınevinin kitaplarını okuyucuyla buluşturduğu fuar, 21 Haziran'a kadar devam edecek.

Türkiye Diyanet Vakfı tarafından düzenlenen "36. Kitap ve Kültür Fuarı" Beyazıt Meydanı'nda ziyarete açıldı. Fuarda kültürel etkinlikler kapsamında 26 gün boyunca Beyazıt Devlet Kütüphanesinde saat 18:00'de başlamak üzere kültür, tarih, tasavvuf gibi konularda Ramazan sohbetleri yapılacak.

Kuran-ı Kerim tilâvetiyle başlayan açılış törenine katılan İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür AŞ Genel Müdürü Nevzat Kütük, kitabın ticari bir meta olmaktan öte, insan düşüncesini, fikrini ve inancını doğru yöne ulaştıran bir vasıta olduğunu söyledi.

Fuarın ilk yıllarında, "İstanbul Dini Yayınlar Fuarı" adına sahip olduğunu hatırlatan Kütük, şöyle devam etti:

"Günümüzde, İstanbul Kitap ve Kültür Fuarı'na dönüşmüş. Bugün de 36.sını açma şerefine nail olacağız. Bu anlamda Türkiye Diyanet Vakfı'na, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne ve bütün yayımcı kuruluşlara teşekkür ediyorum. Bu fuarın özellikle Beyazıt'ta İstanbul Üniversitesi'nin bitişiğinde ve Beyazıt Camii'nin yanında olması ayrıca bir manâ ve anlam ifade ediyor. Bizler bu manânın farkındayız ve bunu diğer insanlarımızın anlamasını da ümit ediyoruz. Görevimiz bu fuarların dünya çapında, uluslararası kitlelere ulaşabilecek hâle gelmesidir."

Etkinlikte, Basın Yayın Birliği adına konuşan yönetim kurulu üyesi Mustafa Doğru da kurum olarak, Türkiye'de yayımcılığın gelişmesi için her türlü çabayı ortaya koyduklarını dile getirdi.

Doğru, Türkiye'de yılda 60 bin yeni eser üretildiğine dikkati çekerek, "Türkiye'de yayıncılık yılda 500 milyon tiraja ulaşmış durumda. Bunun rakamsal büyüklüğü de 2 buçuk milyar dolar civarında ve biz diyoruz ki bu derecede bir büyüklükle dünyada on birinci ülkeyiz." ifadelerini kullandı.

Doğru, kitabın sadece mürekkep ve kâğıttan oluşmadığını vurgulayarak "Kitap kültürlerin ve fikirlerin yayılması adına çok büyük bir imkân. Bu imkânı uluslararası en üst düzeyde kullanmamız gerektiğini düşünüyoruz. İnşallah Türkiye Diyanet Vakfı'nın 36 yıldır devam eden kitap fuarı uluslararası düzeye kavuşur. Biz de elimizde geleni yapmaya hazırız." diye konuştu.

Fuar kapsamında Ramazan sohbetleri de yapılacak. Kadir Gecesi'ne kadar her gün bir yazar sohbet edecek. Fuarda imza günleri de olacak. Kitap fuarı, 21 Haziran'a kadar ziyarete açık.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.