21 Aralık Kış Gündönümü Nedir?

En uzun gece her yıl Kuzey Yarımküre için 21 Aralık tarihinde gerçekleşiyor. Türkiye'nin de içinde bulunduğu Kuzey Yarımküre'de 21 Aralık'ta en uzun gece yaşandıktan sonra 23 Aralık'tan itibaren geceler kısalırken gündüzler uzayacak.

Kuzey Yarımkürede, 21 Aralık'ta en uzun gece yaşanır. 23 Aralık itibariyle geceler kısalır, gündüler ise uzar. Türkiye'de 21 Aralık'ta, ülkenin Kuzey'indeki Sinop'ta 15 saat 6 dakikayla en uzun gece olacak. En kısa gece ise 14 saat ile Hatay'da yaşanacak.

21 Aralık'ta Güney Yarıkürede yaz, Kuzey Yarımkürede de kış mevsimi başlangıcı olarak bilinir. Kuzey Yarım Kürede, güneş ışınları Yengeç Dönnecesi'ne 43 derece 06'lık açı ile gelir. Kış mevsiminin başlangıcıdır. En uzun gece, en kısa gündüz yaşanır. Yengeç Dönencesi'nden kuzeye gidildikçe gece süresi uzar, gündüz süresi kısalır. Bu tarihten itibaren geceler kısalmaya, gündüzler uzamaya başlar.

İstanbul'da 21 Aralık'ta güneş 08:27'de doğacak, 17:40'da ise batacak. Gece süresi 14 saat 47 dakika, gündüz süresi de 9 saat 13 dakika olacak. En kısa gecenin yaşanacağı Hatay'da gece süresi 14 saat. Gündüz süresi ise 10 saat yaşanacak.

 
 
 

DİĞER TARİHLER

  • 21 Mart (ekinoks) : Gece ve gündüz eşit olur, bizim bulunduğumuz kuzey yarım kürede ilkbahar başlarken güney yarımküre sonbahara girer.
  • 21 Haziran (Yaz gündönümü): Yılın en uzun gündüzü ve en kısa gecesinin yaşandığı zamandır. Bir diğer adı da Yaz gündönümüdür. Kuzey yarım kürede yaz başlarken güney yarım kürede kış başlar.
  • 23 Eylül (ekinoks): Gece ve gündüz eşit olur. Kuzey yarımkürede yaz biter, sonbahar başlar. Güney yarımkürede ise bahara geçiş olur.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.