15 Yıllık Minare Ustasından 170 Eser

Bosnalı minare ustası Ramiz Ahmetovic, 15 yıllık meslek hayatında 170'inci minaresini inşa ediyor.

Bosna Hersek'in nadir minare ustalarından biri olan Ramiz Ahmetovic, 15 yıllık meslek hayatında 170'inci minaresini inşa etmenin gururunu yaşıyor.

Ülkenin orta kesimlerindeki Gornji Vakuf yakınlarında bulunan Duradbegovic Dolac'ta, 170'inci minaresini inşa eden 52 yaşındaki Ahmetovic, AA muhabirine yaptığı açıklamada, mesleğini ve işine olan sevgisini anlattı.

Duradbegovic Dolac'ta inşa ettiği minarenin, bölgenin 35 yıllık minare hasretini sonlandıracağını söyleyen Ahmetovic, inşa edilen minarenin bölge halkı için manevi anlamda büyük öneme sahip olduğunu vurguladı.

Ahmetovic, Bosna Hersek'te sayılı minare ustası bulunduğuna dikkati çekerek "Bu işi aşkla yapıyorum. Ülkede bu işle uğraşan çok fazla kişi yok. Bildiğim kadarıyla minare inşa eden 6-7 firma bulunuyor." dedi.

Hayatta tesadüflere inanmadığını söyleyen Ahmetovic, "Dürüst olmam gerekirse hayalimdeki meslek bu değildi ama Allah böyle olmasını istedi. Kader, yolumu çizdi ve bugünlere geldim. Bazı insanlar eğitimde ve bilimde iyidir. Bize düşen görev de minareler inşa ederek İslam toplumunun gücüne güç katmak." diye konuştu.

EN YÜKSEK MİNARESİ 52 METRE

İlk minaresini 15 yıl önce Boljkovac'daki camide inşa ettiğini belirten Ahmetovic, o güne kadar inşaat işinde edindiği tüm tecrübe, bilgi ve yeteneği yaptığı bu ilk minareye yansıttığını, bu nedenle de o minarenin kalbinde ayrı bir yere sahip olduğunu ifade etti.

Ahmetovic, Novi Travnik'teki Çarşı Camisi'nin 52 metre uzunluğundaki minaresinin ise bugüne kadar yaptığı en uzun minare olduğunu kaydederek "Bunun gibi yüksek olan minareler, en güzelleridir. Çünkü genellikle şerefeleriyle tanınır, dikkat çekerler." dedi.

Mimarinin modernleşmesiyle camilerin şekillerinde de tarz değişikliğine gidilmeye başlandığına işaret eden Ahmetovic, camilerin mimarisinde Doğu stilinin kullanılması gerektiğini, zira bunun en iyi stil olduğunu savundu.

Ahmetovic, inşa ettiği minarelerle arasındaki bağa işaret ederek "İnşa ettiğim her minarede kendimden bir parça bıraktım. Bunlar kimi zaman gözle görülemeyecek kadar ufak bir detay oluyor." ifadesini kullandı.

Meslek yaşantısı boyunca birkaç istisna dışında hiçbir zaman bire bir minareler inşa etmemeye özen gösterdiğini söyleyen Ahmetovic, Bosna Hersek'teki neredeyse tüm müftülüklerle çalıştığını aktardı.

İSVEÇ'TEN TEKLİF ALDIK

Ahmetovic, Bosna Hersek'i karış karış dolaştığını, belli bir süre Karadağ'daki cami minarelerinin onarımına da yardım ettiğini, bir süre önce İsveç'ten de minare yapımı için teklif aldığını ifade etti.

Tamamladığı her minarenin ardından içini tarif edilmez bir hissin kapladığını belirten Ahmetovic, "Bu sıradan bir his değil. Hani futbolcular golünü atar da kendilerini başarılı hisseder ya, onun gibi. Mutluluktan uçmaktan çok, ruhumu beslenmiş hissediyorum." dedi.

Ahmetovic, inşa ettiği minarelerin yanından geçerken dahi çok heyecanlandığını ve bu hissiyat nedeniyle mesleğine aşık olduğunu söyleyerek ayrıca inşa ettiği her onuncu minare için hiçbir ustalık ücreti almadığını sözlerine ekledi.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.