12 Milyon Suriyeli Yardıma Muhtaç

İspanyol yardım kuruluşu Accion contra el Hambre, 5 milyonu çocuk olmak üzere 12,2 milyon Suriyelinin insani yardıma ihtiyacı olduğunu bildirdi.

Suriyelilere insanı yardım ulaştırmak için çalışan İspanyol sivil toplum örgütü Accion contra el Hambre (Açlığa karşı Eylem), Suriye'nin "geleceği olmayan bir ülke haline geldiğini", 12 milyondan fazla kişinin insani yardıma ihtiyaç duyduğunu bildirdi.

Madrid'deki merkez binasında basın toplantısı düzenleyen "Accion contra el Hombre" örgütünün yetkilleri, 5 milyonu çocuk olmak üzere insani yardıma muhtaç durumdaki Suriyeli sayısını 12,2 milyon olduğunu belirterek, "Başta Avrupa Birliği olmak üzere uluslararası toplum artık gerçeği görüp bu sorunun temeline müdahale etmelidir" tespitinde bulundu.

BATILILAR GERÇEKLERİ GÖRMELİ

İspanyol yardım kuruluşunun acil müdahale ekibinin sorumlularından Jesus Baena, "Suriye'de 5 milyon kişi tamamen sağlık hizmetleri alamadan yaşamını sürdürüyor. Bu ülkedeki hastanelerin sadece yüzde 48'inin hizmet verebildiğini biliyoruz. Özellikle içme suyunda çok ciddi sıkıntılar var ve 5 yaş altındaki çocuklarda görülebilecek bulaşıcı hastalık riski her geçen gün artıyor" dedi.

Suriyelilere yardım için Birleşmiş Milletler'in uluslararası topluma yaptığı 8 milyar dolarlık yardım çağrısının sadece yarısının toplanabildiğini ifade eden Baena, uluslararası toplumun Suriye'ye insani yardım ulaştırılmasında çok yavaş kaldığını söyledi. Baena, Suriye'de halkın sağlık durumlarıyla ilgili istatistiki bilgilere ulaşmanın mümkün olmadığını, sadece hastanelerde 1 milyon kadar yaralının tedavi edildiğini, profesyonel sağlık ve sosyal yardım personelinin azaldığını bildiklerini kaydetti.

"Accion contra el Hambre" örgütünün su, sağlık ve hijyen yardımlarından sorumlu üyesi Pablo Alcalde de Suriye'de iç savaştan kaçan 4 milyon 88 bin 78 kişi olduğunu belirterek, son dönemde Avrupa'da yaşanan Suriyeli göçmen krizinde "AB'nin gerçekleri görmesi gerektiğini" ifade etti.

Alcalde, "Bu insanlar neden evini, işini bırakıp göç ediyorlar? AB sadece insan kaçakçılarının peşinde koşmamalı. Sorun Avrupa'da değil Suriye'de. İnsani açıdan bakıldığında umutları olmayan, her şeyini kaybetmiş, geleceği olmayan insanlardan bahsediyoruz. AB, üzerine düşen sorumluluğu ve zorunluluğu kabul etmeli. Suriyeli mültecilere kucak açan her türlü girişimi alkışlayıp, destekliyoruz" diye konuştu.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.