100. Yılında 'harp Mecmuası' Yayınlanıyor

Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü, Çanakkale Savaşları'nın 100. yılı dolayısıyla 1915-1918 arasında cepheden haberler aktaran "Harp Mecmuası"nı Osmanlıcadan Latinceye (günümüz Türkçesine) çevirerek aynen basacak.

Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü (BYEGM) tarafından Çanakkale Savaşları'nın ruhunu Anadolu'ya taşımayı amaçlayan "Çanakkale 100. Yıl Gezici Müzesi"nde gerçekleştiriliyor.

"Çanakkale ruhu"nun bütün Türkiye'ye taşınmasının amaçlandığı gezici müze organizasyonu ile şu ana kadar yaklaşık 60 ile gidildi ve 100 binin üzerinde öğrenciye ulaşıldı. 

Müzeyi, bu yıl, gidilmeyen illere götürmenin yanı sıra Ortadoğu ve Balkanlar'daki farklı ülkelere de taşınması amaçlanıyor.

"HARP MECMUASI" VE "SON GAZİLER" BELGESELİ

Çanakkale Savaşları'nın 100. yılındaki projelerinden bahseden BYEGM Basın Yayın Dairesi Proje Uygulama Birim Amiri Serkan Ökten, artık hayatta olmayan gazilerle 1980'lerde yapılan röportajlarla "Son Gaziler" adlı belgeseli bitirdiklerini kaydetti ve belgeselin tamamlanmasının ardından okullarda gösterileceğini bildirdi.

Bir projenin de I. Dünya Savaşı sırasında cepheden haberler aktaran "Harp Mecmuası"nın Latinceye (günümüz Türkçesine) çevrilmesi olduğunu belirten Ökten, şunları kaydetti:

"Harp Mecmuası, I. Dünya Savaşı şartlarında çok önemli bir dergi. O dönemde bize cepheden haber taşıyabilen tek iletişim kaynağı. Onun, Osmanlıcadan Latinceye tıpa tıp tercümesini yapıyoruz. 27 nüshanın 24'ünün çevirisini tamamladık. Diğerleri de yakın zamanda tercüme edilmiş olacak." 

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.