'1. İstanbul Arapça Kitap Fuarı' Düzenleniyor

Gulf Turk Fuar Hizmetleri tarafından organize edilen ve 200'ü aşkın Arapça yayın evinin katılacağı "1. İstanbul Arapça Kitap Fuarı" 18 Temmuz'da İstanbul Fuar Merkezi'nde açılacak.

Gulf Turk Fuar Hizmetleri tarafından organize edilen ve 200'ü aşkın Arapça yayın evinin katılacağı "1. İstanbul Arapça Kitap Fuarı" 18 Temmuz'da İstanbul Fuar Merkezi'nde açılacak.

Fuar organizatörü Mustafa el Habbab, fuara ilişkin düzenlenen basın toplantısında, 1. İstanbul Arapça Kitap Fuarı'nın Türkiye'de gerçekleşecek en büyük Arapça kitap fuarı olacağını belirterek, "Türk ve Arap toplumları arasındaki etkileşimin güçlenmesi amacıyla bu yola çıktık. Türkiye şu anda bütün dünya milletleri arasında önemli bir yerde duruyor." dedi.

Türkiye'de ilk defa 15 farklı Arap ülkesinden 200'den fazla yayıncının katılacağı büyük çaplı bir fuar organize ettiklerini dile getiren Habbab, "Türk halkının yoğun bir şekilde Arap diline rağbet gösterdiğini biliyoruz. Fuar bu açıdan önem arz ediyor. Aynı zamanda fuarda çeşitli faaliyetler de gerçekleştirilecek. Suudi Arabistan, Mısır, Filistin ve Suriye gibi ülkelerden 30 konuşmacı davet ettik." dedi.

Konferanslarda yoğun olarak kültürel ve siyasi meselelerin ele alınacağını aktaran Habbab, şunları söyledi:

"Fuarda konferanslar, münazaralar da olacak. Goerge Sabra, Selman El Avde, Eymen Nur, Cemal Kaşukcı, Nihad Avad, Emrullah İşler, Yasin Aktay gibi isimleri ağırlayacağız. Fuarda pek çok konuyla birlikte Türkiye'deki başkanlık sistemi de konuşulacak. Konuşmacılar Türkiye'deki gelişen fikirleri ve siyasi olayları ele alacaklar. Türkiye'yle Arap ülkeleri arasındaki ilişkiler, Suriye'deki savaş ve Mısır'daki demokrasi çabası gibi konular da ele alınacak. "

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.